| Anlatıcısı gibi Melville, gençliğinde dünya çapında bir dizi zorlu yolculukta denizci olarak çalışan alışılmadık ve meraklı bir ruhtu. | TED | مثل راويه، كان ميلفيل روحاً غريبةً ومضطربةً، تلقّى تعليماً غير تقليدي بعمله كبحّار على سلسلة من الرحلات الشاقّة حول العالم في شبابه. |
| Murphy, senin gördüğün diğer taraftan bir ruhtu. | Open Subtitles | ميرفي) ما رأيتيه كان روحاً) من العالم الآخر |
| Ağlayan kadın her zaman zararsız, iyi huylu bir ruhtu. | Open Subtitles | (لا طالما كانت (السيدة الباكية روحاً حميدةً و غير مؤذية و الآن هي غاضبة |
| Kadın dahiliğinin, değer görmediği bir dönemde Nina Simone, özgür bir ruhtu. | Open Subtitles | نينا سيمون) كانت روحاً حرة)، في عصر لم يكن الناس فيه يقدّرون عبقرية المرأة. |
| Rosemary, sorunlu bir ruhtu. | Open Subtitles | لقد كانت (روزماري) تملك روحاً مضطربة |
| Abraham... beni senin evinden çalan geçmişimizden kızgın bir ruhtu. | Open Subtitles | أبراهام) ... لقد كانت روحاً) غاضبة من الماضي |
| Söylemeye çalıştığım Sam, o bir ruhtu. | Open Subtitles | أقول لك يا (سام) كان روحاً |