| bir sürü var. Hangisini göstersem diye düşünüyorum çünkü çok fazla var. | Open Subtitles | هناك الكثير منهم إنني أفكر في أي صورة يجب أن أريك إياها |
| Nasıl olsa bir sürü var dışarıda. | Open Subtitles | أعنى أن هناك الكثير من الفطائر بالخارج ، حسنا ً ؟ |
| Bu tatlı şeylerden geldikleri yerde bir sürü var, şekerim. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء الحلوه من حيث اتى ذلك يا عزيزتي |
| Tamam. bir sürü var. | Open Subtitles | هناك العديد منها حوالى المائة، على الأقل |
| Ben iyiyim, ama biz yardıma ihtiyacım çocuklar bir sürü var. | Open Subtitles | أنا كما يُرام، ولكن لدينا الكثير من الرفاق، الذين يحتاجون إلى المُساعدة. |
| Yani, onlardan bir sürü var, ama biz cadıyız değil mi? | Open Subtitles | أعني، بالتأكيد هنالك العديد منهم لكننا ساحرات، أليس كذلك؟ |
| Dışarıda bir yerde başka bir sürü var. Dahil olabileceğimiz bir sürü. | Open Subtitles | هناك مجموعة أخرى بالخارج لابد أن هناك واحدة |
| Başkentte bunlardan bir sürü var. | Open Subtitles | أعلم أنها ليست من رشاش آيه كيه 47 يوجد الكثير منها في واشنطن |
| Ayrıca ocakta daha bir sürü var. | Open Subtitles | أجل, وهناك الكثير من الدجاج المتبقي في الفرن |
| Çoğunu açtım, ama geriye daha bir sürü var. | Open Subtitles | لقد قمت بتفكيك الكثير منها , لكن لازال هناك الكثير لاختراقه |
| - Yapamayız. bir sürü var. Çok tehlikeli. | Open Subtitles | هناك الكثير منها , والوضع خطير جدا يجب أن نفعل شيئا ما |
| Onların güzellerinden bir sürü var ve konuşması da kolay. | Open Subtitles | هناك الكثير من الجميلات و من السهل محادثتهم |
| Bunun gibi bir sürü var burada. | Open Subtitles | هناك الكثير أشبه بهذا في كل انحاء المكان هنا |
| Onlardan bir sürü var... Ama biz sadece birkaç kişiyiz. | Open Subtitles | هناك الكثير منهم وفقط بضعة منّا |
| Her neyseler, burada onlardan bir sürü var. | Open Subtitles | مهما كانوا ، هناك الكثير منهم في الخارج |
| Tecavüzcü de olabilir. Buralarda bir sürü var. | Open Subtitles | ربما يكون تعرض للأغتصاب هناك العديد منهم هنا |
| Korkunç şeyler yapacak ve onu bulamayacağız, çünkü onlardan bir sürü var, biz sadece 3 kişiyiz. | Open Subtitles | هو سَيَعمَلُ أشياءُ فظيعةُ ونحن لَنْ نَجِدَه، لأن هناك العديد منهم و هناك 3 وحيد منّا. |
| Onlardan bir sürü var. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا الكثير من هؤلاء لكن ما ليس لدينا |
| Şimdi onlardan bir sürü var. | Open Subtitles | و الآن , هنالك العديد منهم |
| Aslında daha fazlası var. "Anne" kategorisinde bir sürü var. | TED | وهناك المزيد هناك مجموعة كبيرة في فئة "الأم" |
| Kalede bir sürü var, 4 litresi bir peni tabii orada istenmiyorsanız... | Open Subtitles | يوجد الكثير منه في القلعة غالون ببنس واحد ما عدا ذلك لا مرحباً بك هناك |
| Galerinin etrafında bir sürü var böyle. | Open Subtitles | انها مخفيه وهناك الكثير في ارجاء المعرض |
| - Bende her şeyden bir sürü var ama henüz beyaz kartın yok. | Open Subtitles | لدي الكثير من كل شيء. لكنك لم تحصلي على تصريج بعض. |
| bir sürü var. | Open Subtitles | معى الكثير لكم |
| Çok şanslıyım, dükkanda bir sürü var. | Open Subtitles | أنا محظوظة أنه مازال هناك قطع بالمخزن |
| Evet, bir sürü var. | Open Subtitles | أجل، لدي الكثير منها |
| Elbisenin içinde etobur bir sürü var. Onu ikna edemezsin. | Open Subtitles | إنه سرب لاحم في بذلة لا يمكنك التفاهم معهم |
| "Hadi bebek şimdi planlarımızdan bahsedelim, bende bir sürü var." | Open Subtitles | ~ لا توقظني من أحلامي ~ ~ دعني أسبح في خيالي ~ |