| Bir dahaki sefere tropikal beyaz kumlu bir sahilde uzandığınızda belki papağan balıklarına teşekkür edersiniz. | TED | إذاً في المرة المقبلة التي تستلقي فيها على شاطئ رمل أبيض، ربما يعود فضل ذلك لسمك الببغاء. | 
| 20 yıl önce Brooklyn"deki bir sahilde başlıyor. | Open Subtitles | يبدأ قبل 20 سنة، نصف الطريق حول العالم على شاطئ في بروكلن. | 
| Dünya etrafında yelkenliyle dolaşmak, ve tropik bir sahilde sevişmek, Puccini dinlemek. | Open Subtitles | الابحار حول العالم الغزل على شاطئ إستوائى الاستماع إلى بوتشيني | 
| Meksika'da bir sahilde mutlu olmayı düşünmen bile imkansız. | Open Subtitles | فلا تتوقع أن "تحصل على نهاية سعيدة في شاطيء بـ "المكسيك | 
| Yeni arkadaşıyla beraber bir sahilde. | Open Subtitles | إنها على شاطىء فى مكان ما برفقة رجل جديد | 
| Ama Jack'i onurlandırmanın en iyi yolu bir sahilde ya da evde oturup üzülmek değil. | Open Subtitles | ...لكن أفضل طريقة لتكريم (جاك) هي ليست على شاطئ ما أو في منزل يشعر بالحزن | 
| Issız bir sahilde yaşıyorduk. Baskalarını çok az görebiliyordum. | Open Subtitles | لقد عشنا على شاطئ صحراوي نادراً ما كنا نرى أشخاصاً آخرين | 
| Uyandığımda, kendimi adamlarımla beraber ıssız bir sahilde buluvermiştim. | Open Subtitles | عندما استيقظت، وجدت نفسى على شاطئ موحش مع رجالى | 
| Bunca yolu uzak diyarlarda bir sahilde ölmek için geldi. | Open Subtitles | أتت من مكان بعيد لتعاني على شاطئ بعيد فحسب | 
| Çünkü bir adamın bacağına ateş püskürtmek yerine uzakta bir sahilde emekliliğimin keyfini çıkartmak istiyorum. | Open Subtitles | لأنني أردت التقاعد على شاطئ ولا أفتح النار على ساق رجل | 
| Senin şu anda bir sahilde falan kokteyl içiyor olman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألم يكن من المفترض أن تكون متواجدًا على شاطئ ما، وتفعل ما يفعله أي قاتل متقاعد؟ | 
| Tüm bunlar bitince, uzak bir sahilde olmuş olacağız ve sen de bir şey olmamış gibi olacaksın. | Open Subtitles | عندما ينتهي الأمر سنكون جميعًا على شاطئ في مكانٍ ما وستكون بأفضل حال. | 
| Bu adamlar zaten diken üstünde ama bizimki kaptanın yalanlarından hırsızlığından bahsederek onları daha da kızdıracak ve sonra terk edilmiş bir sahilde, seçim konuşuyor olacağız. | Open Subtitles | وهو يريد أن يغضبهم أكثر بإخبارهم عن قبطان كاذب ولص ثم يقف على شاطئ مهجور ويتحدث عن انتخابات | 
| Bu Latin müziğindeki bir şey yüzünden, sanki Rio'da bembeyaz kumları olan bir sahilde gibi hissediyorum. | Open Subtitles | ... شيء ما بخصوص الموسيقى اللاتينية تجعلني أشعر أني في شاطيء برمال بيضاء في ريو | 
| Boş bir sahilde rızası olan iki yetişkin. | Open Subtitles | كنا راشدين وحدث هذا برضا الطرفين على شاطىء خاو | 
| Herhangi bir sahilde, biriyle yatarken. | Open Subtitles | على شاطىء فى مكان ما تضاجع رجلاً |