| Ben asil biriyim. Geleceğim uzak bir sarayda beni bekliyor. | Open Subtitles | أنا أبقى ذات دماء ملكية مستقبلي موجود في قصر بعيد |
| Saltanatı boyunca, eşi ve kalan üç çocuğuyla birlikte Sans Souci adında görkemli bir sarayda yaşadı. | TED | خلال ولايته، عاش في قصر فخم أطلق عليه سان سوسي ورافقته زوجته وثلاثة من أبنائه الباقين. |
| Bu arada peri masallarındaki gibi güzel bir sarayda yaşayacak ve sonunda tahta oturup Genovia halkını yöneteceğim. | Open Subtitles | في الوقت الحالي سأعيش في قصر كما في الأساطير وفي النهاية سأعتلي العرش وأحكم شعب جنوفيا |
| Ama maalesef bugün ayın 15'i, ve bir başkanı öldürmek için Paris'teki, bir sarayda randevum var. | Open Subtitles | لكن لسوء الحظ اليوم هو الخامس عشر ولدي موعد في القصر في باريس لاقتل رئيسا |
| Toplantıyı, sigara içmenin yasak olduğu, eski bir sarayda yapmış. | Open Subtitles | ترأس المؤتمر في القصر القديم الذي يُمنع التدخين فيه |
| Bir sürü hizmetçi ve şık elbiselerle güzel bir sarayda yaşamak... iyi olurdu. | Open Subtitles | هو كان يمكن أن يكون لطيف بشكل مباشر في قصر جميل مع الكثير من الخدمة |
| Herhalde orada da hayatının geri kalanını bir sarayda keyif çatarak geçirecek ve bu arada Jenny Nystrom'ın intikamı alınmayacak, öyle mi? | Open Subtitles | حيث، لا أدري، سيعيش هانئاً في قصر ضخم طوال حياته ولا تتحقق العدالة في مقتل جيني نيستروم؟ |
| Sonra da gümüşten bir sarayda yaşamışlar. | Open Subtitles | تزوج ثلاثة أميرات. وعاشوا في قصر مصنوع من الفضة. |
| Büyük, güzel bir sarayda, çok güzel bir kızla yaşayan bir çocuk. | Open Subtitles | وكان يعيش في قصر واسع وجميل برفقةِ فتاة بارعة الجمال |
| Bu yüzden tüm köyü gören bir sarayda yaşardık. | Open Subtitles | لذا قد عشنا في قصر يطل على القرية بأكملها |
| 1000 dönümlük arazisi olan bir sarayda yaşıyoruz. | Open Subtitles | نعيش في قصر على ارض مساحتها 1000 فدان |
| Sen de onların kemiklerinden yapılan bir sarayda oturuyorsun. | Open Subtitles | وأنتٍ تعيشين في قصر بُني من تعبهم |
| - Sebeplerimi biliyorsun. bir sarayda yaşıyoruz. | Open Subtitles | أنت تعرفين أسبابي لقد كنا نعيش في قصر |
| Kitaplarla dolu bir sarayda çok sıkılmış bir prensestim | Open Subtitles | كنت أميرة ضجرة في قصر مليء بالكتب |
| Kendimi bir sarayda buldum | Open Subtitles | وجدت نفسي في قصر |
| Bu hayırlı amaçla insanlığın en güzel örnekleri, ebedî ve ihtişamı dillere destan bir sarayda Fransa'nın gerçek zaferini somutlaştırmış olacaktır. | Open Subtitles | تحقيقاً لهذه الغاية الميمونة، أروع الأمثلة الإنسانية يجب أن تجسد مجد (فرنسا) الحقيقي في القصر الأبدية والروعة المدوية. |
| Ben bir sarayda çalışıyorum | Open Subtitles | # كنت أعمل في القصر # |