| Oldukça eminim. Gitmek için zaten iyi bir sebep var. | Open Subtitles | نعم أنا متأكد هناك سبب جيد للذهاب على أية حال |
| Yani Randy Hontz'ın burada olması için tek bir sebep var. | Open Subtitles | إذاً هناك سبب واحد لـ " راندي هوتز " للبقاء هنا |
| Oyunun yaratıcısının benim olmamda bir sebep var, sen sadece test edicisin. | Open Subtitles | هناك سبب لماذا أنا صانع هذه اللعبة وأنت فقط مجرب للعبة |
| Ölümünün bu eski faaliyetleriyle ilgisi olduğunu düşünmek için bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل من سبب للإعتقاد بأن وفاته مرتبطة بنشاطاته السابقة ؟ |
| Ressamın, bu altın kolyeyi bizlere göstermesinde bir sebep var. | TED | هنالك سبب لماذا يرينا الرسام هذا العقد الذهبي هنا |
| Şaşırmana gerek yok, bir sor kendine, zirvede olman için bir sebep var mı? | Open Subtitles | لا تندهش، اسأل نفسك، هل هناك أى سبب لتبقى على القمة؟ |
| Bay Jones, Emilio Medina'nın silah taşıması için bir sebep var mı? | Open Subtitles | السّيد جونز، هناك أيّ سبب الذي إمليو المدينه هَلْ يَحْملُ a بندقية؟ |
| Senden bir şey saklaması için gerçekten sadece tek bir sebep var. | Open Subtitles | حسناً، هناك سبب واحد فقط لابقائه أمر بعيد عنك |
| Kardeşimin kaybolmasının bu diziyle bir bağlantısı olduğuna inanmam için herhangi bir sebep var mı? | Open Subtitles | أعني، هل هناك سبب يجعلني أصدق أنَّ إختفاء أخي مرتبط بهذا المسلسل؟ |
| Birinin amniyotik sıvıyı istemesi için herhangi bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل كان هناك سبب أن يحتاج أحدهم السائل المحيط بالجنين؟ |
| Ama şuna inanıyorum ki gözden kaçırılan ve incelenmesi gereken, savaşın tekrar gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine emin olmamıza fazlasıyla bağlı olan temel bir sebep var. | TED | ولكن أعتقد أن هناك سبب محوري واحد تم تجاهله و مهم لتحليل ما حدث، لأنه وبشكل كبير،سنرى بناء عليه، إن كنا نستطيع ضمان عدم حدوث ما قد حدث مرة أخرى. |
| Evet, bir sebep var. Bu görevlilerin silahları ağzına kadar dolu. | Open Subtitles | بلى هناك سبب هناك أشخاص مدججون بالبنادق |
| Beni, bir ünlünün burada ziyaret etmesi için sadece bir sebep var. | Open Subtitles | الآن، هناك سبب واحد فقط... يجعل المشاهير يقومون بزيارتي |
| Neden atlamış olabileceğine dair bariz bir sebep var. | Open Subtitles | هناك سبب واضح تماما لماذا ستقوم بالقفز؟ |
| Buraya gelmek için kaçmasını gerektirecek bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل من سبب يدعوه للتسلل و المجيء الى هنا؟ |
| Kraliçe Mary, Prensin size zarar vermesi için bir sebep var mı? | Open Subtitles | الملكه ماري , هل من سبب يجعل الامير يريد اذيتك ؟ |
| Burada yaşamam için bir sebep var mıydı... Senin dışında? | Open Subtitles | هل هناك من سبب آخر لي للعيش غيرك؟ |
| Yaşamaya devam etmek için bir sebep var mı diye düşündürür. | Open Subtitles | مآسٍ من النوع الذي يجعلكَ تتساءل إن كان هنالك سبب يدفعكَ لمواصلة الحياة |
| Öyle düşünmemelerini gerektiren bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل هناك أى سبب ربما لا ينبغي لهم ذلك؟ |
| Bu toplantıyı onsuz yapmamız için bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل هناك أيّ سبب لنقوم بهذا الإجتماع بدونها؟ |
| Bu başyapıtı benim de okumamam için bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل هناك اي سبب لما لا استطيع قراءت هذه التحفة? |
| Bu adamın sizi öldürmek isteyecek kadar sizden nefret etmesi için bir sebep var mı? | Open Subtitles | أهناك أي سبب يدعو ذلك الرجل لبغضك بقدر كافٍ لقتلك؟ |