| Hayır, gerçekten, sizin bu işlerde gerçek bir sihirbaz olduğunuzu söyledi. | Open Subtitles | لا , حقيقة ,لقد قال انك ساحر فعلا , انت تعلم |
| Gidip bir deste kart bulayım. - Kendi şapkasıyla gelmeyen bir sihirbaz mı? | Open Subtitles | وسوف اذهب واعثر على مجموعة من أوراق اللعب ساحر لم يأتي بقبعته الخاصه |
| Clive ve ben bu gece gösteriden sonra bir sihirbaz ile konuşacağız. | Open Subtitles | مهلا، اه، كلايف ولدي للذهاب السؤال ساحر بعد تبين لها، هذه الليلة. |
| O bir sihirbaz olduğunu Çünkü, sadece onu birkaç dakika sürdü. | Open Subtitles | لكن لأنه كان ساحراً ، ذلك . استلزم منه دقائق قليلة |
| Sadece, bir sihirbaz olduğumu düşünmüşler ve masaya güzel siyah bir örtü örtmüşler. | TED | ولكنهم يصرون ولمجرد كوني ساحراً أن أضع غطاء مائدة أسود اللون |
| Orada bir sihirbaz var sihirbaz Eğer o sihirbazsa | Open Subtitles | ♪ نعرف انه ساحر السحرة ♪ ♪ لو أن هناك سحر أبداً ♪ |
| Bu ailede bir sihirbaz var ve o da benim. | Open Subtitles | ليس هنالك سوى ساحرٌ في هذه العائلة، وهو أنا |
| Tamam, ufak bir çocuk görüyorum. Bir gün büyük bir sihirbaz olmak istiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، أتصوّر صبيًّا ودَّ الغدوّ ساحرًا عظيمًا ذات يوم |
| bir sihirbaz olarak insanları durdurup düşünmeye teşvik eden imajlar yaratmaya çalışırım. | TED | كوني ساحر أحاول إنشاء الصور التي تجعل الناس تتوقف وتفكر. |
| Adam tam bir sihirbaz. Hemen sadede geliyor. | Open Subtitles | هذا الرجل ساحر انه يصل مباشرة الى حيثما يريد |
| bir sihirbaz, yaşlılar ve gençler eğlensin diye kafasını 360 derece döndürüyor ve kafası bir anda dank diye yere düşüyor. | Open Subtitles | أي ساحر يدور رأسه بالكامل حول، 360 درجة، إلى بهجة صغيرة وكبيرة على حدّ سواء، التي بعدها يسقط بشكل غير رسمي في الرصيف. |
| Limuzini bile vardı. O bir sihirbaz. Beni birlikten attırmıştı. | Open Subtitles | كلاّ, إنه ساحر الذي قام بتعويضي عند الحلفاء |
| Ben lanet olası bir sihirbaz değilim. | Open Subtitles | انا لست ساحر كما تعلم فلتنهى هذا الامر الليلة |
| Tanrı aşkına, ve bir sihirbaz! | Open Subtitles | أتمنى لو كان بإمكاني مساعدتك بالله عليكِ سيكون هناك ساحر |
| Gerçek bir sihirbaz, sırlarını diğer sihirbazlardan başka kimseye söylemez. | Open Subtitles | الساحر الحقيقي لا يظهر خفايا سحره لأحد آخر عدا ساحر آخر |
| Kara barut işini anem bana öğretti. Bir gün bir sihirbaz olacak ve tekrar babamı göreceğim. | Open Subtitles | أمي علمتني كيف أعمل المسحوق الأسود لأنها أحبت أن أكون ساحراً |
| Resmen gerçek bir sihirbaz olman gerekecek. | Open Subtitles | أنا أعني ، يجب عليك أساساً ان تكون ساحراً. |
| Eğer sahneye çıkmış olsaydı kendisi dünya çapında bir sihirbaz olabilirdi. | Open Subtitles | لو كان لديه مسرح، لكان ساحراً ذو جودة عالية |
| Orda bir sihirbaz var | Open Subtitles | ♪ لو أن هناك سحر أبداً ♪ |
| O kör bir sihirbaz oldu ben de sıfatları kullanamayan viyolonselist. | Open Subtitles | هو ساحرٌ أعمى، و أنا عازفة الكمنجة التي لا تستطيع استخدام الصفات. |
| Bu sabah beni çıkarıp özgürsün dediklerinde bu suçlu gerçek bir sihirbaz diye düşündüm. | Open Subtitles | عندما أخرجني من الحجز اليوم و قال لي اني حرة بالذهاب ، أعتقدت هذا هو برود المجرمين |
| Bluth'un oğlu, Gob, yarı zamanlı bir sihirbaz, babasını bu Aztek Tabutunda sakladı. | Open Subtitles | كان ابن السيد بلوث , جوب و الذى يعمل كساحر و الذى اخفى والده هنا فى هذا القبر الازيتيكى |
| bir sihirbaz asla sırrını anlatmaz. Ama bizi yarın akşam y emeğine çağırırsan... | Open Subtitles | ان الساحر لا يبوح بسره، لكن اذا دعوتنا الى العشاء سأخبرك |