| Oğlandı ve onu öldürttüm çünkü bu artık bir son bulmalı ! | Open Subtitles | كان ابننا و كان علي أن أقتله لأن كل هذا يجب أن ينتهي |
| "Her şey anlamsız. Öyleyse bu anlamsızlık bir son bulmalı." | Open Subtitles | "الكل لا يعني شيئا ,لذا هذا اللاشيء يجب أن ينتهي" |
| Korkaklık burada bir son bulmalı! | Open Subtitles | هنا يجب أن ينتهي الخوف |
| Bu kaçmalar artık bir son bulmalı. Hiç güvenli değil. | Open Subtitles | هذا الهروب يجب أن يتوقف إنهُ ليسَ أمراً آمناً |
| Olamaz, bak bu bir son bulmalı. | Open Subtitles | كلاّ، يجب أن يتوقف هذا. |
| Bu artık bir son bulmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتوقّف ذلك |
| Evet, Jeffrey derin derin düşünürken müthiş görünüyor ama bu artık bir son bulmalı. | Open Subtitles | أعترف بأن (جيفري) يبدو رائعاً وهو حزين و لكن هذا يجب أن ينتهي |
| Stringer da. Bu iş bir son bulmalı. | Open Subtitles | سترينغر) أيضا ، يجب أن ينتهي) هذا الأمر |
| Bu artık bir son bulmalı, Ryan. | Open Subtitles | يجب أن ينتهي هذا يا (رايان). |
| Bu iş bir son bulmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتوقف هذا |
| Bu artık bir son bulmalı. | Open Subtitles | يجب أن يتوقف هذا. |
| Bu bir son bulmalı, Mitch. | Open Subtitles | لماذا انتِ بهذا الشغف والإصرار ؟ حسناً يا (ميتش ) ,هذا يجب أن يتوقف |
| Bu bir son bulmalı artık. İşe gitmezsen kovulacaksın. | Open Subtitles | يجب أن يتوقف هذا. |
| Bak, bu şey bir son bulmalı. | Open Subtitles | لا, انظري, يجب أن يتوقف هذا! |
| Nicole, ciddiyim. Bu bir son bulmalı. | Open Subtitles | جدياً يا (نيكول)، يجب أن يتوقّف الأمر |