| Bu iyi, çünkü sana sormak istediğim bir soru var. | Open Subtitles | هذا أمر جيّد، لأنّ هناك سؤال أردتُ أن أطرحه عليك. |
| Neredeyse tüm yetişkin hayatım boyunca, çözmeye çalıştığım ve üzerinde yazdığım bir soru var. | TED | هناك سؤال حرتُ بشأنه وكتبت عنه طوال حياتي كشخص ناضج. |
| Fakat türlerin ötesinde başka bir soru var: Her gün duyduğumuz sesler, yaptığımız müziği nasıl etkiliyor? | TED | لكن بعيدًا عن النوع الموسيقي، هناك سؤال آخر: كيف تؤثر الأصوات التي نسمعها كل يوم في الموسيقى التي نؤلفها؟ |
| Tamam, boşanma evraklarını imzalamadan önce müşterilerime her daim sorduğum bir soru var. | Open Subtitles | حسنا، إذا , امم، قبل ان توقعوا أوراق الطلاق لدي سؤال دائما أَسْألُه لزبائنَي وذلك السؤال هو |
| Bay Stevens, cevaplamanızı istediğim bir soru var. | Open Subtitles | السيد ستيفنز، لدي سؤال أحتاج منك أن تجيب. |
| - Kimsenin aklına gelmeyen bir soru var. | Open Subtitles | ثمة سؤال عالق لا أحد يطرحة |
| Sana sormam gereken önemli bir soru var. | Open Subtitles | وهناك سؤال هام يجب أن أطرحه عليك |
| Kapa çeneni. Hepinizin sormak istediği tek bir soru var. | Open Subtitles | اسكت , هناك فقط سؤال واحد ان كان يريد احد منكم ان يساله |
| Çünkü yazdıkların arasında hayatta ne yapmak istediğine dair bir soru var. | Open Subtitles | لأن هنالك سؤال فيما تكتبه عن ما تود أن تعمله في حياتك ؟ |
| Son 500 yıldır kafamı kurcalayan bir soru var. | Open Subtitles | ثمّة سؤال فريد ظلّ يلحّ عليّ طوال الـ 500 عام الماضية. |
| Tanışmamış, yabancılar olarak... biz uyum bulmaya çalışırız... ama burda bir soru var kalbimde | Open Subtitles | ليس لها علاقة بالغرباء، سنحاول إيجاد الوئام، لكن هناك سؤال في القلب |
| Ölüme bu kadar yakın duruyorken yine de içini kemirip duran bir soru var, değil mi? | Open Subtitles | قريبة جداً من الموت رغم ذلك، ما زال هناك سؤال واحد ،يلتهب في أعماقك بالداخل أليس كذلك؟ |
| Ama muhabirlerin hep sorduğu, cevaplamadığımız bir soru var. | Open Subtitles | لكن هناك سؤال ، ليس لدينا أجابتـه لـ أسئلة الصحفيين |
| Sorulacak tek bir soru var neden doktor olmak istiyorsun? | Open Subtitles | حسناً، هناك سؤال واحد في الحقيقة لماذا تريدين أن تصبحي طبيبة؟ |
| Hayatta kalanlar arkamızdan dua edip, tabutlarımızın üzerine toprak attıktan, sonra bile, hala bekliyor olacağız, çünkü bazılarımız için, daha önemli bir soru var. | Open Subtitles | بعد ان يصلى الناجون منا ويرموا القاذورات على اكفاننا نحن لانزال ننتظر لانه للبعض منا هناك سؤال اكبر |
| Ama gerçek bir savaşçı olmak istiyorsan kendine sorman gereken tek bir soru var... | Open Subtitles | لكن أذا أردت حقاً ان تكون محارباً , هناك سؤال واحد عليك أجابته |
| Sana sormak istediğim önemli bir soru var. | Open Subtitles | لدي سؤال مهم جداً أريد أن أسألك |
| Bu seni son arayışım, yemin ederim. Uzun süredir sormak istediğim mini minnacık bir soru var da. | Open Subtitles | إنها آخر مره سأطلبك لدي سؤال صغير |
| Sormak istediğim bir soru var tamam mı? | Open Subtitles | لدي سؤال واحد أطرحه عليك، إتفقنا؟ |
| Lois ve benimle ilgili size sormak istediğim bir soru var. | Open Subtitles | بشأن علاقتي و(لويس)... ثمة سؤال أودّ طرحه عليك... |
| Ve burda tek bir soru var. | Open Subtitles | وهناك سؤال هنا. 503 00: 33: |
| "Tek bir soru var: Bu dünyayı nasıl sevmeli?" | TED | " هناك فقط سؤال واحد: كيف تحب هذا العالم؟" |
| Ama hala cevaplanması gereken büyük bir soru var. | Open Subtitles | ولكن يبقى هنالك سؤال واحد كبير يحتاج إلى اجابة |
| Burada tek bir soru var. Tam olarak ne yapıyoruz? | Open Subtitles | ثمّة سؤال واحد هنا، ماذا سنفعل بالتحديد؟ |