"bir sorun değil" - Translation from Turkish to Arabic

• ليست مشكلة
• ليست مسألة
• ليس مشكلة

ciddi bir sorun değil. Ah Tanrım, hayır Patton! Merhaba Anne, düşündüm de sizi çok özlediğime
ليست مشكلة يا الهي باتون لا مرحبا امي لقد كنت أفكر كم افتقدتكم يا شباب

Bu senin komiteye sunabileceğin ve sonra diğer aşamaya geçelim diyebileceğin bir sorun değil.
هذه ليست مشكلة يمكنك أن تنحيها ثم تنتقل إلى الحركة التي تليها

Bu kişisel bir sorun değil, mesleki bir sorun.
هذا بعد حصول الحادث, صحيح؟ هذه ليست مشكلة شخصية.

Bu ufak bir sorun değil.
هذه ليست مسألة بسيطة الثورة هي قوتنا

Maalesef kurbanları eyaletler arası taşımak bu grup için bir sorun değil.
نقل الضحايا عبر حدود الولاية ليس مشكلة لتلك المجموعة

Bu tekniksel bir sorun değil. Bir çeyreklik döner ve yukarı kaldırır.
. إنها ليست مشكلة تقنية .ربع دوره ويتم رفعها

Çok büyük bir sorun değil, seni vefasız serseri.
لكن جسدك على ما يرام، أليس كذلك؟ ليست مشكلة على الإطلاق، أنت شرير خائن.

Bu çözülecek bir sorun değil. Her şeyi düzeltmeye çalışmak zorunda değilsin.
هذه ليست مشكلة لتُحلّ ليس عليك أن تحاول إصلاح كل شيء

Bu doğru, ama bir sorun değil.
هذه حقيقية، لكنها ليست مشكلة.

Freddy, bu hukuksal bir sorun değil tamam mı?
فريدي هذه ليست مشكلة قانون , حسناً

Jerry, bu küçük bir sorun değil.
جيز ، جيري هذه ليست مشكلة صغيرة

Fakat bu büyük bir sorun değil, öyle değil mi?
هذه ليست مشكلة كبيره ، اليس كذلك ؟

- Bir sorunumuz var. - Bu bir sorun değil.
لدينا مشكلة هذة ليست مشكلة على الأطلاق

Bu bir sorun değil dostum. Bunun adı macera.
هذه ليست مشكلة يا رجل هذه مغامرة

Bu bir sorun değil ki. Yemen için gereken izin.
هذه ليست مشكلة إنها فرصة للأكل

Benim için seyahat bir sorun değil.
السفر بالنسبة لي ليست مشكلة لم لا تقضيه في...

Bu bir sorun değil ayrıcalıktır.
هذه ليست مشكلة. إنه إمتياز. استغله.

Tamir edilecek bir sorun değil, tamam mı?
هي ليست مسألة إصلاح حسناً؟

O bir sorun değil.
أنها ليست مسألة

Bu anayasal bir sorun değil.
هذه ليست مسألة دستورية

O bir birey, çözülmesi gereken bir sorun değil.
إنها إنسان ، و ليس مشكلة للحل. إذا راعي مشاعرها.