| Topluluğum hakkında Amerika'daki bir tümör gibi bahsediyorlar. | TED | يتحدثون عن مجتمعي المسلم وكأنه ورم في جسد أمريكا. |
| Bacağındaki bir tümör ona haftalardır büyük bir acı yaşatıyor. | Open Subtitles | ورم في الساق تسبب لها بألم شديد منذ أسابيع |
| Günaydın, bayan, ben içtenlikle inanıyorum ki, bu bir tümör değil, sadece bir yağ kisti. | Open Subtitles | أنا لاأعتقد إنه ورم , ربما يكوم مجرد كيس دهني |
| Güvenliği çağırıyorum. Karımın göz çukuruna kötü bir tümör baskı yapıyor. | Open Subtitles | زوجتى لديها ورم خبيث يضغط على تجويف عينيها |
| Babanın röntgenlerinde böyle bir tümör görünmüyor. | Open Subtitles | لم تظهر صور الاشعة السينية لأبيك أثراً على مثل هذا الورم |
| Böbreklerinde ya da akciğerlerindeki pıhtı atmış bir tümör. | Open Subtitles | ورم في الرئة أو الكلية قد يسبب تجلطاً في العضو الآخر |
| Çocukken bir köpeğim vardı onu öldürmek zorunda kalmıştık çünkü burnunda bir tümör vardı. | Open Subtitles | أتذكر، لقد كان عندي كلب عندما كنتُ طفلاً ولقد أضطررنا لتخديرة لإنه كان لديه ورم في أنفه |
| 'Doktor, Jhumki göğüs kafesinde bir tümör olduğunu söyledi.' | Open Subtitles | حيث قال لنا الأطباء أن جومكي لديها ورم في صدرها |
| Yeteneğini kullanmasında ona yardım ettiğimi ve büyünün bedeli beyninde koca bir tümör oluşmasıysa hatanın bende olduğunu mu söylememi istiyorsun? | Open Subtitles | أنني ساعدتها في استخدام موهبتها حتى لو كان ثمن هذا السحر هو ورم في دماغها فهو خطأي إذن؟ أهذا ما تريده مني؟ |
| Doktorları her şeyi doğru yapmış. 4. seviye bir tümör. | Open Subtitles | أطبّاؤها غير مقصّرين، هذا ورم في المرحلة الرابعة. |
| Judy'de aha yumruğum kadar ameliyat edilemez bir tümör var bu da Glen'in fetişi oluvermiş. | Open Subtitles | جودي لديها ورم في المخ في حجم قبضة يدي |
| Omuriliğinde kavernöz anjioma var. Bu bir tümör. | Open Subtitles | هناك ورم وعائي بالحبل الشوكي إنه ورم خبيث |
| Hayır. Oksipital bölgede bir tümör. | Open Subtitles | لا , إنه ورم في المنطقة القفوية |
| Dokuz yaşında ölümü bekleyen bir kızın kalbinde hastalığıyla alakası olmayan bir tümör var... | Open Subtitles | فتاة بالتاسعة بسرطان قاتل لديها ورم حميد ينمو في قلبها |
| Akıllı bir tümör ama ben de akıllıyım. Onu yenebilirim. | Open Subtitles | هذا الورم ذكي، لكنني أيضًا ذكية ويُمكنني هزيمته |
| Burada gördüğümüz bir fareye ait beyin resmi ve bu farenin beynine küçük bir tümör yerleştirdik. | TED | الذي تنظرون إليه هنا هو صورة لدماغ فأر، و قد قمنا بزرع في دماغ هذا الفأر، ورماً صغيرا. |
| Kafamın içinde tenis topu büyüklüğünde bir tümör var. | Open Subtitles | انا لدي ورم سرطاني في دماغي بحجم كرة تنس. |
| Tanrı ona sezgi değil, bir tümör vermiş. | Open Subtitles | الرب لم يمنحه بصيرة وإنما ابتلاه بورم |
| bir tümör kesinlikle beyin fonksiyonunu etkileyebilir gerçekçi halüsinasyonlara da sebep olabilir. | Open Subtitles | إن وجود ورم كفيل قطعاً بالتأثير على الوظائف المخية، بل ويؤدي إلى هلاوس نشطة. إلا أنني أعتقد... |
| Omuriliğimde habis bir tümör olduğunu öğrenmemden iki gün sonra gökten bir omurilik cerrahı düştü. | Open Subtitles | بعد يومين لاكتشافي الورم في عمودي الفقري جرّاح أعصاب شوكية ، نزل من السماء |