| Bakın be diyeceğim, mahkeme salonuyla başlayalım. Bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | أتعلم ماذا، دعنا نبقى مع قاعة المحكمة السابعة، طائران بحجر واحد |
| Ama Bir taşla iki kuş vurabileceğim bir teklif aldım. | Open Subtitles | لذا فكرت بانه شيء جيد أن اقتل طيرين بحجر واحد |
| Ama biri kayar ve düşerse, belki Bir taşla iki kuş vururuz. | Open Subtitles | لكن اذا شعر احد بهبوط وسقط ربما يمكننا قتل عصفورين بحجر واحد |
| Senin gibi bu hücrede kaldığım zaman Bir taşla duvara kazımıştım. | Open Subtitles | لقد نحتها هنا بصخرة عندما كنت هنا في هذه الزنزانة. مثلك. |
| Babanın kullandığı uçağı Başkan'ın üstüne düşürerek Bir taşla iki kuş vuracaktılar. | Open Subtitles | إجبارُ والدكِ على تحطيم الطائرة فوق الرئيس، كان لإصابة عصفورين بحجرٍ واحد |
| Çünkü o esnada yapılmasını istediğim başka bir iş daha var. - Anlarsın ya, Bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | هناك مهمة صغيرة اخرى اريد القيام بها, لنضرب عصفورين بحجر واحد |
| Genç misafirlerimiz de istediğine göre deyim yerindeyse, Bir taşla birkaç kuş vurabiliriz. | Open Subtitles | ربما أن الفكرة كانت تجول فى عقول ضيفانا اذن قد يمكننا ضرب عدة عصافير بحجر واحد وهذه عباره مبتكرة منى |
| Onlara biraz et göster Bir taşla iki kuş vurabiliriz. | Open Subtitles | أغنية من هنا علي أغنية من هناك ونضرب عصفورين بحجر واحد |
| Ya, ikisini birlikte halletmemizin bir yolu olsaydı? Bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | حسناً , ماذا لو أن هناك طريقة تمكننا من الاهتمام بكلتيهما بحجر واحد كبير |
| En önemlisi Şef, bu delille, Bir taşla iki kuş vurabiliriz. | Open Subtitles | هذه أولوية قصوى لنا، يارئيس بهذا الدليل، نحن يمكن أن نقتل طيرين بحجر واحد |
| - Bu sizin görev raporunuz. - Bir taşla iki kuş vuracağımı düşündüm. | Open Subtitles | هذا تقرير مهمتك أعتقد انى أسقطت طائران بحجر واحد |
| Bir taşla iki kuş vurmak için. | Open Subtitles | لأنه كما ذكرتَ سابقاً, سأصطاد عصفورين بحجر واحد |
| Ve en iyi tarafı da, saç haplarım etkisini gösterene kadar Bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | مثيرات جداً جداً والجزء الافضل في هذا هو حتى تؤدي حبوب الشعر التي استخدمها مفعولها عصفورين بحجر واحد |
| Kolayca tanınamasın diye de başını Bir taşla ezdim. | Open Subtitles | وسحقت وجهه بصخرة حتى لا يمكن التعرف عليه بسهولة |
| Toplumun kuralları olmasaydı ve ben de yemeğini almana engel olsaydım Bir taşla kafamı parçalar ve beni yerdin değil mi? | Open Subtitles | من المجتمع الضيق الذي أُخذنا منه لو وقفت بشكل دائم بينك وبين وجبتي ستقوم بتهشيم جمجمتي بصخرة وتسرق طعامي أليس كذلك ؟ |
| Bu şarkı söyleyen şirin oyuncak ayıyı piyasaya sürdüler ve tabii ben de kasedini Bir taşla parçalayıp kendi versiyonumu yaptım. | Open Subtitles | نعم, لقد جائت مع هذا الدُب الجميل أشرطة موسيقى, لذا بالطبع, حطمتهم بصخرة وصنعت خاصتي |
| Bir taşla iki kuş vurabiliriz! | Open Subtitles | استمرّ يمكننا أن نقتل عصفورين بحجرٍ واحد |
| Galiba Bir taşla iki kuş vuracağım. | Open Subtitles | أعتقدُ بأنني سأضربُ عصفورين بحجرٍ واحد |
| Sakin ol. Nişan al. Bir taşla iki kuş. | Open Subtitles | بهدوء, لنقم بالمحاذاه رأسين برصاصه واحده |
| Ben Bir taşla iki kuş vuracağım.... hem özel olan hem de beni korkutan bir şey var. | Open Subtitles | لقد أصدت شيئين في حجر واحد شيء خاص وشيء أخاف منه |