| Hey, bir tablo! Böyle bir şeyi satacağını mı sanıyor? | Open Subtitles | هاى, صورة كيف يتوقعون ان يبيعوا مثل هذه الأشياء ؟ |
| Aslında, burada oldukça basite indirgenmiş bir tablo çizdim. | TED | في الواقع، ما عرضته هنا هو صورة مبسطة لطريقة عمل هذه الآلية. |
| Yani, ben sadece bir tablo alacaktım,sizde bir sürü var. | Open Subtitles | أترى , لقد اخذت لوحة واحدة فقط وانت لديك الكثير |
| Şimdiye kadar tek bir tablo seçtim, o da yolda. | Open Subtitles | اخترت لوحة واحدة حتى الآن إنها في الطريق إلى هنا |
| Komisyoncunuzu arayıp, o berbat resim koleksiyonuna bir tablo eklemek istediğini söyleyecek. | Open Subtitles | أه, من فضلك سوف تتصل بوسيطك. وتقول أنك قد عثرت علي لوحة فنية قيمة. وأنك يجب أن تضيفها إلي مجموعتك الفنية الحمقاء. |
| Güzel bir tablo. İzninizle. | Open Subtitles | انها لوحة جميلة, بعد اذنك |
| Veri analizcisi işe alacaksanız adaya verilerle dolu bir tablo verin ve önemli kısımlarını sorun. | TED | إذا كنت تبحث عن محلل بيانات، نمنحهم جدول بيانات قديمة ونطلب منهم مدنا بالأفكار الرئيسية. |
| Zamanla bu veriler telefonlarımıza kaydediliyor ve bir insanın hayatı hakkında kapsamlı bir tablo oluşturuyor. | TED | مع مرور الوقت، يتم الحصول على البيانات من هواتفنا، وتقدم صورة غنية عن حياة الأشخاص. |
| Ve gıdadaki küresel ticaretin yüzde 80'inin sadece beş çok uluslu şirket tarafından kontrol edildiğini düşündüğünüzde, ortaya korkunç bir tablo çıkıyor. | TED | و عندما تفكر في أن 80 بالمئة من التجارة العالمية بالغذاء الآن هي في يد خمس شركات عالمية فقط , إنها صورة مُحبطة. |
| işte size başka bir tablo, ben gerçekten bu tabloyu cok seviyorum. | TED | اذن هناك صورة .اليكم بهذه انا حقا احب هذه الصورة. |
| Bu enerji sistemlerinin evrimine dair çok önemli bir tablo. | TED | هذه صورة مهمة للغاية لتطوّر أنظمة طاقتنا. |
| Kesin bir tablo oluşana dek taramaya devam ettik | Open Subtitles | ونستمر في التحرك حتى نحصل على صورة واضحة |
| Çok güzel bir tablo. Söylesenize sizde bu tabloyu tamamlıyormusunuz? | Open Subtitles | صورة جميلة، أنت كان يمكن أن تنهيه قبل وضعه في التوزيع |
| Sanırım yapmam gereken, bir tablo daha satıp ondan sonra buralardan gitmek. | Open Subtitles | إذاً أظن أنني أحتاج لأن أبيع لوحة واحدة و بعدها علي أن أرحل من هنا |
| 500 dolarlık bir tablo mu satmak istersin yoksa bir milyon tane ucuza çoğaltılmış poster mi? | Open Subtitles | تبيع لوحة واحدة بمئة دولار أو الملايين من الملصقات؟ |
| 500 dolarlık bir tablo mu satmak istersin yoksa bir milyon tane ucuza çoğaltılmış poster mi? | Open Subtitles | ما الأفضل أن نبيع لوحة واحدة بـ500 دولار أم نبيع مليون ملصق بثمن بخس؟ |
| bir tablo seçerim. Bu 50 tanenin için de bir tane de olabilir. | TED | أختار لوحة قد تكون لوحة واحدة في ٥٠ |
| Güneşin tepelerin arkasından batışı... her gün ayrı bir tablo gibi. | Open Subtitles | الطريقة التي تغرب بها الشمس على التلال مثل لوحة فنية مختلفة كل يوم |
| Bunun adı "Bir Çocuk ve Köpeği". Dinle ilgili olmayan bir tablo. | Open Subtitles | إنها لوحة "الولد و كلبه" الشهيرة إنها لوحة فنية غير دينية. |
| Cidden bu partiden bir tablo mu kaçıracağız? | Open Subtitles | أسنحاول فعلا تهريب لوحة فنية خلال حفلة؟ |
| Vay be. Çok ilginç bir tablo. | Open Subtitles | انها لوحة مثيرة للاهتمام حقاً |
| Harika bir tablo. | Open Subtitles | انها لوحة رائعة . |
| Hangi iki hatadan kaçınmamız gerektiğini öğrendiğimiz zaman bir tablo yapıp, neden sonuç mantığı kullanarak iticilerden hangisinin onları tetiklediğini görebiliriz. | TED | حالما نعلم أي من الخطئين الواجب تجنبهم، يمكننا أن ننشأ جدول ونستخدم منطق السبب والنتيجة لنعلم أي دافع يحرضهم. |