| Eski bir tanıdık. Ben şimdi Cotton Club'deyim. Onunla burada karşılaştım. | Open Subtitles | أحد المعارف القدامى ، إننى فى نادى القطن و ركضت إليه |
| Hatta o kadar iyisin ki bir arkadaş veya bir tanıdık, kocanla çıkacak olsa, umurunda bile olmaz. | Open Subtitles | في الواقع أنتي جيدة جداً حتى أنك لن تخافي إذا صديقة أو أحد المعارف بدأت بمواعدة زوجك |
| bir tanıdık için merdivenleri uçarak inmezsin sen. | Open Subtitles | أنتِ لا تنزلين على الدرج بسرعة لأجل أحد المعارف. |
| Zor zamanlarda rastladığımız eski bir tanıdık. | Open Subtitles | إنه أحد معارفي القدامى ضاقت به الأحوال |
| Hayır, bir arkadaş, şey bir tanıdık gelecek. | Open Subtitles | كلّا.. لديّ صديق... أحد معارفي سينضمّ إليّ |
| bir tanıdık. Ona ilgileneceğimi söyledim. Hepsi bu. | Open Subtitles | إنها معرفة شخصية أخبرتها أن أنظر للموضوع |
| bir tanıdık. Geçen sene savunma harcamalarıyla ilgili bir hükümet raporunu sormu... | Open Subtitles | إنه معرفة شخصية |
| Daha ziyade bir tanıdık gibi. | Open Subtitles | إنه من المعارف بشكل أكبر |
| Mahalleden bir tanıdık. Araba kazasında öldü. | Open Subtitles | أحد المعارف من الحي مات في حادث سيارة. |
| Ev anahtarını öylece veren bir tanıdık, nerede sıraya giriliyor? | Open Subtitles | أحد المعارف يعطي مفتاحة،أين ذلك يحدث؟ |
| bir tanıdık, bir dost, bir akraba... | Open Subtitles | ... قاتلك سيكون شخصاً تعرفه ... أحد المعارف ، صديق ، قريب |
| Eee o şey...bir tanıdık. | Open Subtitles | انه, انه أحد المعارف |
| Kaynağı belirsiz bir tanıdık. | Open Subtitles | أحد المعارف الغامضة |
| Kaynağı belirsiz bir tanıdık. | Open Subtitles | أحد المعارف الغامضة |
| bir tanıdık. Lionel Holland'ı tanıyorum. | Open Subtitles | . أحد معارفي (أعرفُ (ليونيل هولاند |
| Sadece bir tanıdık. | Open Subtitles | مُجرد معرفة شخصية. |
| Sadece bir tanıdık. | Open Subtitles | مُجرد معرفة شخصية. |
| O mu? Eski bir tanıdık. | Open Subtitles | إنه من المعارف القدماء |