| Bu sabah bir tane gördüm ve depozito bıraktım. | Open Subtitles | رأيت واحداً هذا الصباح ودفعت عربوناً صغيراً عليه |
| Geldiğimde, büyüklüğü lanet bir köpek kadar olan bir tane gördüm. | Open Subtitles | عندما دخلت رأيت واحداً بحجم كلبٍ منيوك |
| Geçen hafta şurada bir tane gördüm ve bayıldım. | Open Subtitles | أجل ، رأيت واحدة هنا أعجبتني الأسبوع الماضي |
| bir tane gördüm, ama gerçekten çok pahalıydı. | Open Subtitles | لقد رأيت واحدة , ولكن كانت غالية جداً |
| - Ezilmiş bir tane gördüm, evet, efendim. | Open Subtitles | لقد رأيت واحد و قد كان مسحوق كلياً في كوب السيد الفرنسي الشاب |
| Cuamo Üssü'nde bir tane gördüm. | Open Subtitles | رَأيتُ واحداً في قاعدةِ كومو ؟ |
| - Evet, ben bir tane gördüm. | Open Subtitles | -أجل، رأيت واحداً |
| Ben de güzel bir tane gördüm. | Open Subtitles | رأيت واحدة جميلة أيضا |
| Met'te bir tane gördüm. | Open Subtitles | رأيت واحدة في الإجتماع |
| - Ben sadece bir tane gördüm, efendim. | Open Subtitles | -لقد رأيت واحدة فقط ياسيدى . |
| Hayaletlere inanıyorum çünkü az önce bir tane gördüm. | Open Subtitles | أنا أؤمن بوجود الأشباح لأني رأيت واحد للتو |
| Sanırım ben de onlardan bir tane gördüm. | Open Subtitles | حسنًا أعتقد أني رأيت واحد منهم |
| Teşekkürler ama ben zaten bir tane gördüm. | Open Subtitles | شكراً لكِ لَكنِّي رَأيتُ واحداً قبل ذلك |