| Çok kişilik Bozukluğunun bir tedavisi yok. | Open Subtitles | سيدي، ليس هناك علاج فعّال عالميا لأضطراب انفصام الشخصيه |
| Ve bilinen bir tedavisi yok. | Open Subtitles | و ليس هناك علاج معروف |
| Bizim daha fazla yapabileceğimiz bir şey yok. Bunun bir tedavisi yok, Stephen. | Open Subtitles | ليس هناك علاج ياستيفن |
| Eğer Dr. Black'teki gibi amuzi doğuştan geliyor ise bir tedavisi yok. | Open Subtitles | إن كان عجز الموسيقى منذ الولادة, مثل د. (بلاك), فحينها لا يوجد هناك علاج |
| Catherine, kuduzun bir tedavisi yok. | Open Subtitles | كاثرين), لا يوجد هناك علاج للسعار) |
| Ve üzgünüm bunun tam bir tedavisi yok. | Open Subtitles | و انا أخشى أنه ليس هناك علاج |