| Merhaba, ait olduğu adresi öğrenmek istediğim bir telefon numarası var. | Open Subtitles | لدي رقم هاتف وأردت أن أعرف إن كان يمكنك إعطائي العنوان |
| Bu bir telefon numarası olabilir, e-posta adresi olabilir, posta adresi olabilir. | TED | يمكن أن يكون رقم هاتف أو عنوان بريد الكتروني، يمكن أن يكون عنوانًا بريديًا |
| Elimde sadece bir kişiye ait bir telefon numarası vardı. | TED | وكان بحوزتي رقم هاتف واحد فى الواقع لشخص واحد |
| bir telefon numarası daha var: Murray Hill 59970. | Open Subtitles | وهناك رقم هاتف آخر مارى هيل 59970, ما هذا ؟ |
| Sana yardım etmem için bana yardımcı olmalısın bir sosyal güvenlik numarası göremiyorum, yazışma adresi, bir telefon numarası bile yok. | Open Subtitles | عليك أن تساعدنى لأُساعدك أنا لا أرى رقم تأمين إجتماعى.. أو عنواناً للمراسلة أو حتى رقماً للهاتف |
| Şimdi mi? Şu an bir telefon numarası mı lazım sana? | Open Subtitles | الآن، في هذا الوقت، تريد رقماً هاتفياً ؟ |
| Sana bir telefon numarası vereceğim, sabah olmadan ülke dışına çıkmış olacağız. | Open Subtitles | سأعطيك رقم هاتف لتتصل به سنخرج من البلد قبل الصباح |
| Kullanışlı. Hiç eline bir telefon numarası yazmaz mısın? | Open Subtitles | بل مفيد، ألا تكتبين رقم هاتف على كفك أبداً؟ |
| Kayıp kişinin raporunda bir telefon numarası var. | Open Subtitles | هناك رقم هاتف على تقرير الاشخاص المفقودين |
| Kayıp kişinin raporunda bir telefon numarası var. | Open Subtitles | هناك رقم هاتف على تقرير الاشخاص المفقودين |
| Daha demin bize onun kızın üzerinde bulunan bir telefon numarası olduğunu söyledin. | Open Subtitles | منذ وقت قليل قلت بانه رقم هاتف وجدناه على الفتاة |
| - Kadınlarla arası iyi olan benim. - Bu bir telefon numarası değil. | Open Subtitles | و انا هو من يجيد التعامل مع النساء إنه ليس رقم هاتف |
| Herhangi bir şey arıyoruz. bir telefon numarası, bilgi alabileceğimiz herhangi bir şey. | Open Subtitles | نبحث عن اي شيئ رقم هاتف اي معلومات قد نحصل عليها |
| Veya ona bazı bilgiler verebileceğim bir telefon numarası. | Open Subtitles | أو رقم هاتف,حتى اتمكن من إرسال بعض المعلومات |
| Los Angeles'ta olduğunu biliyorum ve belki elinizde bir telefon numarası vardır. | Open Subtitles | أعلم أنّها هنا في "لوس أنجلوس" و الآن، ربما لديكِ رقم هاتف |
| Eski bir telefon numarası var elimde. Onu bulacağınızı sanmam. | Open Subtitles | لديّ رقم هاتف قديم، حظاً موفقاً في تعقبه |
| Herhangi bir telefon numarası göremiyorum ama son zamanlarda bir şey satmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنا لا أرى أي رقم هاتف لكن يبدو انه باعه مؤخرا |
| Sütyenleri gerçekten eski, bir tanesini yıkarken içinde 4 haneli bir telefon numarası gördüm. | Open Subtitles | حمالات صدرها قديمة قمت بغسل واحد منها ووجدت فيها رقم هاتف ذو أربع وحدات |
| Bu bir telefon numarası, adres veya koordinat değil. | Open Subtitles | إنها ليست رقم هاتف ولا عنوان ولا إحداثيات |
| Elinde bir telefon numarası vardı. Bir arabaya binmesini seyrettim. | Open Subtitles | كان لديها رقم هاتف شاهدتها تحصل على سياره |
| Sana yardım etmem için bana yardımcı olmalısın bir sosyal güvenlik numarası göremiyorum, yazışma adresi, bir telefon numarası bile yok. | Open Subtitles | عليك أن تساعدنى لأُساعدك أنا لا أرى رقم تأمين إجتماعى.. أو عنواناً للمراسلة أو حتى رقماً للهاتف |
| - Aşağıya bir telefon numarası da yazıyorum. | Open Subtitles | وكتبت أيضاً رقماً هاتفياً بالأسفل |