| - Şişko bir yüzün var çünkü. | Open Subtitles | - - لقد وجه الدهون. |
| - Şişko bir yüzün var çünkü. | Open Subtitles | - - لقد وجه الدهون. |
| Senin masum bir yüzün var. Git bak bakalım ne var. | Open Subtitles | لديك وجه برئ إذهب وإلق نظرة خاطفة بالخارج |
| Çok güzel bir yüzün var. | Open Subtitles | أليس هذا غباء؟ لديك وجه لطيف فعلا، هل تعرف هذا؟ |
| Walt, güzel bir yüzün var ama, profesyonel bir garsona yalan söyletecek kadar değil. | Open Subtitles | (والت) ، إنه وجه جميل لكن لا أعتقد أنه سيدفع نادلة محترفة للكذب |
| Alınma, Derek çok güzel bir yüzün var ama bu kadarı fazla. | Open Subtitles | بلا إهانة، (ديريك). أعني، إنه وجه رائع، لكن... هذا كثير منه. |
| - Yakışıklı bir yüzün var. - Öyle mi? | Open Subtitles | ـ تحظى بوجه وسيم ـ حقاً؟ |
| Çok sade bir yüzün olmalı. | Open Subtitles | لا بد إنّك تحظى بوجه عادي. |
| Senin harika bir yüzün var. Onlar işlerini bilmiyorlarsa, sana ne? Çok yoruluyorum, Danny. | Open Subtitles | لديك وجه جميل أيحزنك أنهم لايعرفون عملهم ؟ |
| Deb, çok hoş bir yüzün var, Noel kartlarına konulmalısın. | Open Subtitles | لديك وجه جميل يجب ان تكوني عل بطاقة الكريسماس |
| - Güzel bir yüzün var. | Open Subtitles | إنه وجه جميل |