| Gazeteci: Burada kasabada büyük bir yıkım var. | TED | المذيع: هناك الكثير من الدمار هنا في المدينة. |
| Özellikle benim açımdan mutlak bir yıkım oldu bu. | Open Subtitles | الدمار الذي احدثته داخلي لا يمكن ان يكون اكثر كمالاً |
| Şimdi bu,Allison,Her parçası herhangi bir nükleer bomba kadar yıkıcı olan topyekün bir yıkım silahının mihmandarı yapıyor seni... | Open Subtitles | الآن ذلك، أليسون، يجعلك الساعي من السلاح الدمار الشامل كل جزء كتدمير كأي قنبلة نووية |
| Onlar için söylüyorum, gemilerini limana demirleyecek kadar akıllı değiller kaçınılmaz bir yıkım bekliyor onları. | Open Subtitles | لأولئك لَيسَ حكيمَ بما فيه الكفاية لسَحْب أشرعتِهم في، الدمار المُتَأَكِّد يَنتظرُ. |
| Biz buradaki solucan deliğini yok edersek orada bir kara delik oluşacak ve büyük bir yıkım meydana gelecek. | Open Subtitles | وكل ما يتبقى بطرفهم هُو ثقب أسود وجحيم بالغ من الدمار. |
| Bu çift... bu tarz bir yıkım için birazcık yetersiz görünüyor. Katılıyorum. | Open Subtitles | هذين الشخصين يبدو أنهما يفتقران لمثل هذا النوع من الدمار. |
| Bunu elinde tutan kişi büyük bir yıkım getirebilir. | Open Subtitles | أياً كان من يحملها هو قادر على الكثير من الدمار |
| - bir yıkım silahı ele geçirdik. | Open Subtitles | لقد اعترضنا سلاح من أسلحة الدمار الشامل. |
| - Sadece tanrı korkunç bir yıkım ve felaket yaratabilir. | Open Subtitles | لكن الإله وحده هو القادر على خلق الطاعون المخيف و الدمار |
| İnsandan insana dolaşarak ardında hayal edilemeyecek bir yıkım bırakıyor. | Open Subtitles | يمر من إنسان إلى آخر، وترك درب لا يمكن تصوره الدمار في أعقابها. |
| Eğer günümüz sonu gelmez bir yıkım gücüne ulaştıysa, imgeleri maddeleştiren, rüyaları açığa çıkaran, anıları güçlendiren, sonu gelmez yaratma gücü yaratan bir devrim yapmak zorundayız. | Open Subtitles | . . إذا وصل عصرنا لقوة لاتنتهي من الدمار . . |
| İşte bu da o. bir yıkım düzeni. | Open Subtitles | هذا هو معنى هذا الأمر، نمط الدمار. |
| - Fransız aksanlı bir yıkım güllesi gibidir. | Open Subtitles | انه مثل كرة الدمار بلهجة فرنسية. |
| Romalılar buna "vastatio" derdi. Toprağın fethini garantiye almak için yapılan büyük bir yıkım. | Open Subtitles | الرومان يدعونه "فوستاشيا"، بمعنى الدمار الشامل لأرض ما لضمان خنوعها. |
| Bunun bir yıkım silahı olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنهُ من أسلحةِ الدمار الشامل. |
| Görülmemiş boyutta bir yıkım yaratacak. | Open Subtitles | الدمار سَيَكُونُ غير محسوب |
| Aman Tanrım. Böylesi bir yıkım. | Open Subtitles | يا للهول ، يا لهذا الدمار |
| Los Angeles'ta bu tarz duygusal bir yıkım yaratan tek bir vaka bile bulamadım. | Open Subtitles | ولكنني حقاً لم أتمكّن من إيجاد حالة واحدة في (لوس أنجلوس) بنفس قدر الدمار النفسي |
| Böyle bir yıkım hiçbir amaca hizmet etmez. | Open Subtitles | الدمار لن يفيد بشيئ |
| Tek gayesi olan bir yıkım makinesidir. | Open Subtitles | هو محرك واحد من الدمار |