| Evet kendine iyi bakamayacak ve bir yıl içinde ölmüş olacak. | Open Subtitles | اجل ، و ستقوم بالعناية الفظيعه لنفسها و ستموت خلال عام |
| Kanal taktığımız ilk çocuklara bakarsan, bir yıl içinde farkı görebilirsin. | Open Subtitles | أول طفلين زرعنا لهم القناة، يمكنك رؤية الفرق خلال عام فقط. |
| Egonu bu işe bulaştırmamalısın, yoksa bir yıl içinde ölmüş olursun. | Open Subtitles | يجب أن تتخلصي من غرورك وإلاّ ستكونين ميتة في غضون عام. |
| Ama partisi Gezi eylemlerinden sonra bir yıl içinde yapılan iki büyük seçimi açık ara kazandı. | TED | ولكن حزبه قد ربح عمليتين انتخابيتين أساسيتين بعد سنة من مظاهرات جيزى وبفروق مريحة. |
| Ve proje yaklaşık bir yıl içinde 5 dokumacıdan 50 dokumacıya kadar büyüdü. | TED | وسرعان ما نما المشروع من 5 الى 50 حائكة خلال سنة |
| O, bir yıl içinde 3 kez fok avlarken tespit ettiğimiz tek hayvan. | Open Subtitles | إنها الحيوان الوحيد اللذي ادركناه يأخذ ثلاثة عجول مختلفة في سنة واحدة |
| ailemi teşvik etti. Ve bir yıl içinde iletişim kurmak için bir bilgisayar programı kullanmaya başladım. | TED | وخلال عام واحد ، بدأت في أستخدام برنامج كمبيوتر للتواصل |
| Buna bakmak için bir keşif yapmaya çalışıyoruz ve belki de bir yıl içinde sonuçlandıracağız. | TED | نحن نرتب رحلة استكشافية أخرى لنتمكن من النظر إليه ربما نتمكن من ذلك خلال عام. |
| Demek istediğim şey şu: Yalnızca bir yıl içinde 5.000'den fazla hayat kurtardığımızı kanıtladık. | TED | وهذا ما أقصده هنا : لقد أثبتنا بأنه في خلال عام واحد فقط، حمينا أكثر من 5,000 روح من القتل. |
| bir yıl içinde pazarlama, ürün, iletişim ve bilişim arasındaki eski ambarları tamamen yıktık. | TED | قمنا خلال عام واحد بالقضاء تمامًا على العزلة القديمة، بين أقسام التسويق والمُنتجات وقنوات التواصل وتقنية المعلومات. |
| Bakiyen bir yıl içinde 1000 küsur sterlin azalmış. | Open Subtitles | حسابك نقص ما يزيد عن ألف جنيه خلال عام واحد |
| Onu bir yıl içinde kahya yardımcısı yapmak üzere gözüme kestirdiğimi söyledim ona. | Open Subtitles | لقد أخبرته أني أنوي تعيينه مساعد رئيس خدم خلال عام |
| bir yıl içinde öbür tarafta saf bir ruh olmak için bir şansın olacak. | Open Subtitles | وفي خلال عام انت تأخذ فرصة اخري للمرور للعالم الأخر وتصبح روح كاملة |
| Bu buluşmayı takip eden bir yıl içinde, hayret uyandıran bir keşif ilan etti: | Open Subtitles | في غضون عام بعد الإجتماع، أعلن اكتشاف مُذهل، |
| bir yıl içinde, smokinli bir şef olursun. | Open Subtitles | في غضون عام ستصبح مِتراً يرتدي التوكسيدو |
| Yoksa baskın tür olarak beşeriyet bir yıl içinde yok olacak. | Open Subtitles | الرجل هو من الأنواع السائدة في الحياة على الأرض، وسوف ينقرض في غضون عام. |
| Sözleşmem bir yıl içinde sona eriyor. Ordu bile gelse beni uzaklaştıramaz. | Open Subtitles | عقدى ينتهى بعد سنة ولا حتى الجيش يستطيع إجبارى على الرحيل |
| Oylanmazsan, bir yıl içinde tekrar huzurumuza gelirsin. | Open Subtitles | ولو لم نصوت إليك يمكن تجىء أمامنا بعد سنة |
| Skip'in bir yıl içinde yapacağı yatırımlarla şirketteki herkeste bundan bir tane olacak. | Open Subtitles | أتدري؟ مع الحركات التي سيفعلها سكيب بعد سنة كل فرد في الشركة سيكون لديه واحدة مثل هذه |
| Ama bir kaç şeyi değiştirdi. Değiştirdiği ilk şey tüm şebeke taşıyıcılarının da gördüğü bir yıl içinde 10 milyon adet sattıkları. | TED | لكن قد غيرت بعض الاشياء. واول تلك الاشياء ان شركات الاتصالات عرفوا انهم باعوا 10 مليون من ذلك الشيئ خلال سنة . |
| Oldukça etkileyici. bir yıl içinde çok şey olabilir. | Open Subtitles | حسنٌ, إن ذلك رائعٌ حقّاً, لكن مهلاً، الكثير مِن الأشياء يمكن أن تحدث خلال سنة. |
| bir yıl içinde, Önsuç, ulusumuzun başkentinde cinayeti durdurdu. | Open Subtitles | خلال سنة تم ايقاف الجرائم تماما في العاصمة |
| bir yıl içinde dört tane golfturnuvası. | Open Subtitles | أربعة بطولات غولف في سنة واحدة. البطولة الكبرى. |
| Ve bir yıl içinde. | Open Subtitles | وخلال عام واحد... |