| Parlak bir yaşlı kadındı. Gayet aklı başında. Hiçbir medikal sorunu yoktu. | TED | كانت سيدة عجوز ذكية متألقة. عاقلة تماما.ولم يكن لديها أي مشاكل طبية. |
| Bir gün kavanozun dibinde ufacık bir yaşlı kadın gibi yatıyordu. | Open Subtitles | كانت تبدو مثل سيدة عجوز صغيرة ترقد أسفل المطربان, ذلك اليوم |
| Evinde yüksek miktarda para bulunan ölü bir yaşlı kadın. | Open Subtitles | مجرد امرأة عجوز توفيّت مع رزم نقود مكدّسة في بيتها |
| Tavsiyemi, bilge bir yaşlı gibi durduğum için mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تسأليني النصيحة لأني أبدو كـ عجوز أسود حكيم ؟ |
| Dinle, çok tatlı bir yaşlı adamla tanıştım adam genişlemeyi düşünen birkaç yatırım uzmanıyla çalışıyor. | Open Subtitles | إستمعي إلي , لقد عثرت على رجل كبير بالسن ولطيف والذي يدير مجموعة من المحاسبين اللطيفين والذين يريدون التوسع |
| Sizin yozlaşmış sadist bir yaşlı olduğunu daha önce söylemediğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر لأني لم اخبرك من قبل أنك رجل عجوز سادي |
| Bir genç adam, bir yaşlı adam ve kimliği hakkında hiçbir ipucu bulunmayan üçüncü adam. | Open Subtitles | رجل شاب ,رجل عجوز وثالث لم املك دليلا علي هويته. |
| kimsenin 50 yıldır duymadığı bir yaşlı bayan eşyası mı? | Open Subtitles | سيدة عجوز لم يسمع عنها أحد منذ خمسين عاماً؟ |
| Ben sadece, bir TV programı için giyinip hazırlık yapan aptal bir yaşlı kadınım. | Open Subtitles | أنا عجوز سخيفة تلبس بأناقة لعرض تلفزيوني |
| bir yaşlı kadınınki gibi bilekler.Yaşlı bir... | Open Subtitles | تحصّل على أقدام كأنك امرأه عجوز .. مثل عجوز.. |
| Ve ne kadarı ömrünün sonuna ulaşmış bir yaşlı adam yüzünden? | Open Subtitles | وكم قطرةً من طرفِ رجلٍ عجوز يُواجِهُ نهاية الحياة ؟ |
| Ben nöbetteki bir doktorla gece yatacak sıcak bir yatak arayan doktor arasındaki farkı bilemeyecek, tatlı bir yaşlı adamım. | Open Subtitles | أنا مجرد عجوز عطوف لا يعرف الفرق بين الطبيب المناوب والطبيب الذي يحتاج إلى سرير يبيت فيه |
| Bir at beni az kalsın ısırıyordu ve bir yaşlı adam beni sopayla arka bahçesinde kovaladı. | Open Subtitles | كان هناك حصان سياكلنى ورجل عجوز طاردنى بعصاه |
| Her neyse, demek istediğim bazı mağdurlar 2 şüpheli olduğundan bahsetmiş: Bir genç, bir yaşlı. | Open Subtitles | على أي ما أقصده قول بعض الضحايا أنّ ثمة ظنينين، واحد عجوز والآخر شاب |
| Ama güçlü bir yaşlı köpek ve Tanrı biliyor ki son bir savaşı haketti bu yüzden rahatlaması için ona biraz antikonvülsan verdim. | Open Subtitles | لَكنَّه كلب عجوز قوي واللَّهُ أعلَمُ يَستحقُّ اخر معركةً لذا ساعطيه مضاد للسم |
| Eğer ucube bir yaşlı adam olmasaydın saniye düşünmeden seninle yer değiştirmek isterdim. | Open Subtitles | كنت لبادلت بحياتك لو لم تكن رجل عجوز مخيف |
| Size teşekkürler ölüm meleği beni yatakta sırıtan bir yaşlı adam gibi değil savaş alanındaki bir kral gibi bulacak. | Open Subtitles | ،بفضلك ،ملك الموت سوف لن يقبض روحي في السرير ،كأنني رجل عجوز يبتسم |
| bir yaşlı, sekiz atla ne yapıyor? | Open Subtitles | وما الذي يفعله رجل واحد عجوز بثمانية خيول؟ |
| Tek eksiği alakasızca çıkan, siyah beyaz görüntülü üstsüz bir yaşlı adam. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هو رجل عجوز عارِ الصدر والصورة بالأبيض والأسود بدون سبب |
| - Evet, ahlaksız bir yaşlı! - Bu konumuzun dışında. | Open Subtitles | إنه رجل عجوز حقير هذا شيء غير متعلق بالأمر |
| Eğer sen de şey yaparsan ararsın yani tanıdığın bir yaşlı olursa. | Open Subtitles | لذا اتصل بي اذا عرفت أي كبير بالسن |