| XL: Evet, doğru söylüyorsun. Yani öyle görünüyor ki, beyni ışık hızında etkileyebilmek için cidden daha iyi bir yol bulmamız gerekiyor. | TED | شو: آه. إن ذلك صحيح. إذاً يبدو أن.. حقاً إننا بحاجة أن نجد طريقة أفضل لنؤثر على الدماغ بنفس سرعة الضوء. |
| Sanırım düşündüğün, testi durdurmak için bir yol bulmamız gerektiği. | Open Subtitles | اعتقد ان ما تقصده هو علينا ان نجد طريقة لوقف التجارب |
| Yakın arkadaşım Tony Porter'ın da dediği gibi erkekleri yardıma çağırmak için bir yol bulmamız gerek. | TED | نحن بحاجة كما قال صديقي توني بورتر، لإيجاد طريقة لتقريب الرجال مجددًا. |
| Başka bir yol bulmamız mümkünse onu bulmalıyız. | Open Subtitles | إن أمكننا إيجاد حل آخر... علينا إيجاد حل آخر. |
| Sanırım Almanya'ya girmek için başka bir yol bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | اعتقد اننا لابد ان نجد طريق افضل لنصل الي "المانيا" |
| "Birlikte olabilmek için bir yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ان نجد طريقه لنلتقي مع بعضنا البعض |
| Tek söylediğim, bu parayı dürüstçe elde etmek için... bir yol bulmamız gerektiği. | Open Subtitles | كل ما اقوله ، يجب ان نكتشف طريقة ما لنحصل على ذلك المال بصدق |
| Bu ülkeleri daha iyi bir şekilde destekleyecek bir yol bulmamız gerekiyor. | TED | علينا ان نجد وسيلة لندعم هذه الدول بطريقة أفضل |
| Ona, savaşması için bir yol bulmamız ve kim olduğunu hatırlatmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة لجعلها تواصل المقاومة, نذكرها بأن تتمسّك بحقيقتها |
| Bak, bundan sonra neler olacağını öğreneceksek ailenin, bizi bir çift olarak görmesi için bir yol bulmamız lazım. | Open Subtitles | إذا كنا نود أن نعرف ماهي خطوتنا التالية يجب أن نجد طريقة كي يرانا والديكِ معاً كالأزواج |
| Evet, ama aramızdan biri Arapça'sını söyleyemezse içeri girmek için başka bir yol bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | اجل لكن إلا لو كان بمقدور احد أن يقولها بالعربية يجب ان نجد طريقة أخرى |
| Hükümet, değişimin olması gerektiğini kabul ediyor ama size tekrar söylüyorum iktidarı paylaşmak için bir yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الحكومة وافقت على التغيير. لقد سأقول لكم مجدداً، يجب أن نجد طريقة لنوّحد قوّتنا. |
| Ejderha çukurunda bulunan o korumaları atlatmak için bir yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نجد طريقة لإجتياز كل الحراس عند حفرة التنين |
| Krala teşekkür etmek için başka bir yol bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | وسيتحتم علينا أن نجد طريقة أخرى نشكر بها الملك |
| Evet. Bir an önce kamuoyunu sakinleştirecek bir yol bulmamız gerek. | Open Subtitles | نعم، نحن بحاجة لإيجاد طريقة لتهدأة الرأي العام. |
| Öyleyse hafızanı canlandırmak için bir yol bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | إذًا أظنّنا سنضطرّ لإيجاد طريقة لتنشيط ذاكرتك. |
| Başka bir yol bulmamız mümkünse onu bulmalıyız. | Open Subtitles | إن أمكننا إيجاد حل آخر... علينا إيجاد حل آخر. |
| Bu işten kurtulmak için bir yol bulmamız gerek. | Open Subtitles | يجب علينا إيجاد حل لذلك |
| Buradan çıkmak için bir yol bulmamız gerekecek. | Open Subtitles | يجب علينا ان نجد طريق للخروج من هنا. |
| - Başka bir yol bulmamız lazım | Open Subtitles | يجب أن نجد طريق آخر |
| Onu alabilmek için bir yol bulmamız lazım, dostum. | Open Subtitles | يجب ان نجد طريقه لكي نرجعها |
| Atlatmak için bir yol bulmamız lazım. | Open Subtitles | علينا ان نجد طريقه لنتخطى ذلك |
| Bu iblisi bulmak için bir yol bulmamız gerektiğini düşünürsek. | Open Subtitles | باعتبار أننا يجب أن نكتشف طريقة لإيجاد ذلك المشعوذ |
| Azınlıkların haklarını korumak için bir yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب علينا أن نجد وسيلة لحماية حقوق الأقليات. |