| Oturma odası için biraz büyük, değil mi? | Open Subtitles | إنها كبيرة قليلا على غرفة الجلوس أليس كذلك؟ |
| biraz büyük oldu ama yine de güzel. | Open Subtitles | كبيرة قليلا على مقاس قدمي ولكنها جيدة |
| biraz büyük gibi şaşırtıcı bir şekilde ağır derimsi ve siyah. Ne? | Open Subtitles | إنه كبير بعض الشيء ، وثقيل بشكل مفاجئ ويبدو أن لديه جلد ما ، ولونه أسود |
| Nihayet kalkülüsle tanıştığımda, Harvard'da 32 yaşında kadrolu bir profesördüm. Derslerde, yarı yaşımdan biraz büyük lisans öğrencileriyle, diken üstünde otururdum. | TED | وأخيرا في علم التفاضل والتكامل في سن ال32 كأستاذ مثبت في جامعة هارفرد، حيث جلست بشكل غير مريح في فصل مع الطلاب الجامعيين، أكبر بقليل من نصف سني. |
| Biliyor musun, bu senin için biraz büyük. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هو , um, هو a كبير إلى حدٍّ ما لَك |
| Alet biraz büyük, ama onu saymazsak aynı sen. | Open Subtitles | رأس القضيب كبير نوعا ما, و لكن بصرف النظر عن ذلك, فهو حتما أنت |
| Yaşın bunun için biraz büyük değil mi? | Open Subtitles | ألستِ كبيرة بعض الشيء على هذه الأمور؟ |
| O kadar kötü olduğunu düşünmüyorum, sadece biraz büyük. Bu oyun müthiş bir şey. | Open Subtitles | لا أعتقد أنها بذلك السوء, إنها كبيرة نوعا ما أاه, لابد و أنه رائع |
| biraz büyük geldi, kemer olarak kullanıyorum. | Open Subtitles | إنه كبير قليلاً. لقد إرتديته كحزام. |
| Hey. Bu babamın kazağı. biraz büyük kusura bakma. | Open Subtitles | إنّها كِنزة أبي، آسفة ، إنّها كبيرة نوعاً مّا. |
| Efendim, bana sorarsanız göçük, ağaçtan düşen biri için biraz büyük. | Open Subtitles | سيّدي، الطعجة تبدو كبيرة قليلاً لرجل سقط من الشجرة، لو سألتني. |
| Benim için biraz büyük değil mi? | Open Subtitles | الا تعتقد انها كبيرة قليلا عني؟ |
| biraz büyük geldiler. | Open Subtitles | فهي كبيرة قليلا. |
| Evet ama biraz büyük. | Open Subtitles | نعم , اعتقد أنها كبيرة قليلا |
| Evet ama biraz büyük. | Open Subtitles | نعم , اعتقد أنها كبيرة قليلا |
| Evet, biraz büyük ama ölene dek bekâr kalmayacağım. | Open Subtitles | حسناً , انه كبير بعض الشيء لكنني لن أكون عازباً للأبد |
| biraz büyük. | Open Subtitles | إنه كبير بعض الشيء |
| Evet, tahmin ettiğinden biraz büyük. | Open Subtitles | أجل انها أكبر بقليل مما تعتقدينه |
| Göğüslerimi...biraz büyük çizmiş. | Open Subtitles | صدري... كان يبدو أكبر بقليل. |
| - Bana biraz büyük gelir. | Open Subtitles | ذلك a كبير إلى حدٍّ ما لي. |
| Benim avlarım için biraz büyük, efendim. | Open Subtitles | أجده كبير نوعا ما لفريستي، سيد |
| biraz büyük. Yeterince mavi değil. | Open Subtitles | كبيرة بعض الشيء ليست زرقاء بما يكفي |
| Peki o iğneler biraz büyük değil mi? | Open Subtitles | اوه , اليست تلك الابر كبيرة نوعا ما ؟ |
| Bu babamın kazağı. biraz büyük kusura bakma. Cal'e mi gidiyorsun? | Open Subtitles | إنّها كِنزة أبي، آسفة ، إنّها كبيرة نوعاً مّا. |
| Yolcu kabini için biraz büyük görünüyor. | Open Subtitles | نعم , تبدو كبيرة قليلاً بالنسبة لمتاع مسافر بالمقصورة |