| Ben değildim. Benim gibi hareket edebilen birini gördüm. | Open Subtitles | أبي، لم أكن الفاعل، رأيت شخصاً بوسعه التحرك مثلي |
| Dün gece müzik odasından çıkan birini gördüm. | Open Subtitles | رأيت شخصاً الليلة الماضية يخرج من غرفة الموسيقى |
| Aynaya baktım ve ilk kez uzun zaman önce tanıdığım birini gördüm. | Open Subtitles | نظرت في المرآة، وللمرة الأولى والربوحدهيعلممنذ متى .. رأيت شخص ما أعرفه |
| Geçen akşam birini gördüm ve dün sabah da birinin sesini duydum. | Open Subtitles | كلا، رأيت أحدهم في ليلة البارحة و سمعت أحدهم هذا الصباح |
| Ve yolda, otostop çeken birini gördüm. | Open Subtitles | رأيت رجلاً يحاول الركوب على الطريق السريع |
| Dün gece "Jon Stewart"ta şu kaçık askerlerden birini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت أحد مجانين الميليشيا في برنامج"جون ستيوارت" الليلة الماضية. |
| Yemin ederim ki, et reyonunda birini gördüm. | Open Subtitles | اقسم بالرب, اني رأيت شخصا عبر كاميرا المراقبة اليس هو جيمي؟ |
| Paula, uyuyamıyorum. Korkuyorum. Penceremde birini gördüm. | Open Subtitles | بولا، لا أستطيع النوم أنا خائفة، رأيت أحداً خارج النافذة |
| - Giderken şüpheli birini gördüm ve onu takip ettim. | Open Subtitles | لقد رأيت شخصاً مشبوهاً في طريقي وقمت بتتبعه |
| - Giderken şüpheli birini gördüm ve onu takip ettim. | Open Subtitles | لقد رأيت شخصاً مشبوهاً في طريقي وقمت بتتبعه |
| Görümde bir şeyler ve birini gördüm bıçaklı biri vardı. | Open Subtitles | رأيت شخصاً ما ومكان أيضاً راودتني رؤية رأيت أحدهم يحمل سكيناً |
| Tek kollu gazi. Bir politikacının reklamında böyle birini gördüm. | Open Subtitles | عسكري سابق بيد واحدة، رأيت شخص كهذا في دعاية إنتخابات |
| Ağaçların arasında çıplak koşan birini gördüm. | Open Subtitles | والآن، لقد رأيت شخص يجري عارياً بين الأشجار |
| birini gördüm ve peşinden gittim. | Open Subtitles | رأيت شخص ما هنالك لذا تبعته لاعرف مالامر |
| Birkaç şey gördüm.Palyaço yüzlü birini gördüm. | Open Subtitles | رأيت أحدهم يُطعن بسكين ولا أعلم من كان يمسك به |
| - Hayır şaka yapmıyorum. birini gördüm. Yemin ederim. | Open Subtitles | أنا لا أمزح رأيت أحدهم , أقسم لك |
| Ve yolda, otostop çeken birini gördüm. | Open Subtitles | رأيت رجلاً يحاول الركوب على الطريق السريع |
| Ben izleme odasında birini gördüm. | Open Subtitles | لا، لا، لا رأيت أحد في غرفة المشاهدة |
| Sirius'la göl kenarındayken gerçekten birini gördüm. | Open Subtitles | عندما كنت مع سيريوس عند البحيرة رأيت شخصا... |
| Çavuş, buraya gizlice giren birini gördüm. | Open Subtitles | رأيت أحداً يتسلل إلى هنا يا رقيب |
| The other night I walked past that mirror down there, Geçen gece tam şu aynadan aşağı yürüyordum ki yemin ederim o sandalyede birini gördüm. | Open Subtitles | "في الليلة الماضية , أنا مشيت مارًا بتلك المرآة بالأسفل هناك" وأكاد أن أقسم بأنني رأيت شخصًا يجلس على ذلك الكرسي |
| Galiba meme uçlarından birini gördüm! | Open Subtitles | أعتقد أني رأيت واحدة من حلماتها |
| Ooh! Metroda giderken sana çok benzeyen birini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت توا شخصا يشبهك تماما في قطار الأنفاق |
| Caddenin karşısında duran birini gördüm de az önce, dik dik bana bakıyordu, çok ürkütücüydü. | Open Subtitles | لقد رأيت رجلا يقف بالشارع محدقاً بي , أجــــل , كان هذا مخيفاً |
| Ben sadece birini gördüm. | Open Subtitles | -كان هناك رجلان؟ -لكننى رأيت واحد فقط |
| Yalnızca kamuflajlı birini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت واحداً منهم و هو بالزى المموة |
| Yemin ederim ki birini gördüm! | Open Subtitles | أنا أقُسم أننى رأيتُ أحداً |
| Merdivenlere giden birini gördüm. | Open Subtitles | حسناً ، رأيتُ أحدهم يدخل إلى غرفة الدرج |