| Aa, şey, aslında biriyle tanıştım, sanırım. | Open Subtitles | حسنا في الحقيقة لقد فعلت اعتقد اني قابلت شخص ما |
| Çünkü senin için onları alabilecek biriyle tanıştım. | Open Subtitles | لأنني قابلت شخصاً ما في المقاطعة سيكون قادراً على نقلِها لك |
| Üzgünüm. biriyle tanıştım da. | Open Subtitles | متأسفة, لقد قابلت أحدهم أنا آسفة |
| Geçen gün arkadaşlarımla bir bara gittim biraz içki için, ve orada bir kaza oldu ve ben de biriyle tanıştım. | Open Subtitles | بعد العمل أمس الأول ذهبت مع صديقاتي إلى الحانة، لتناول بعض المشروبات، ونشب شجار مجنون وفي نهايته قابلت رجلاً |
| Birkaç ay sonra biriyle tanıştım olan oldu, öyle değil mi? | Open Subtitles | التقيت بشخص بعد بشهرين والماضي أصبح من الماضي، أليس كذلك ؟ |
| Fransa'ya yaz tatiline gitmiştim, orada çok yakışıklı biriyle tanıştım. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى رحلة سياحية إلى فرنسا قابلت رجلا ً رائعا ً |
| Duke beyzbol takımına girdi, yeni bir dizüstü aldım, biriyle tanıştım. Ben deniz levreği alacağım. Hop, ağır ol. | Open Subtitles | دوك اشترك في فريق جديد و اشترى حاسوب جديد, و انا قابلت شخصا من قابلت؟ |
| biriyle tanıştım, bilirsin işte. İyi vakit geçirdik ve hepsi bu kadar. | Open Subtitles | لا , لا , لا قابلت شخص ما , و تعلمي قضينا وقت لطيف , هذا كل ما في الامر |
| Biriyle tanıştığını mı söyleyeceksin biriyle tanıştım | Open Subtitles | هل كنت تريدينننى أن أخبرك حينما أقابل شخصا ما؟ حسنا,لقد قابلت شخص ما |
| Geçenlerde biriyle tanıştım ve onun uygun kız olup olmadığını belirlemem ölüm kalım meselesi. | Open Subtitles | لقد قابلت شخص ما مؤخراً وهو موقف حياة أو موت بان أعرف إنها الشخص الموعود |
| biriyle tanıştım, aşık oldum ve taşınıyorum. | Open Subtitles | قابلت شخصاً ما ووقعت في غرامه وسأرحل معه |
| biriyle tanıştım. | Open Subtitles | موقف استرحه في طريقي الى الواقع قابلت شخصاً ما |
| Hayatımızdaki mutsuzluluğu hissetmeye başladığım tam o anda biriyle tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت شخصاً في ذات اللحظة التي سقطت فيها في بئر التعاسة من حياتنا |
| biriyle tanıştım, ve nişanlandık. | Open Subtitles | قابلت أحدهم وقد أصبحنا مخطوبين |
| biriyle tanıştım. İyi. | Open Subtitles | لقد قابلت أحدهم |
| Yerel bir orkestra üyesi olan biriyle tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت رجلاً دائماً عليك أن تتذكر هذا من أجل النقود |
| Vapurda biriyle tanıştım, arabayla geldik. | Open Subtitles | التقيت بشخص على متن العبارة ساق بي الى هنا |
| Sanırım hoş biriyle tanıştım | Open Subtitles | اعتقد اني قابلت رجلا مناسبا على اية حال |
| biriyle tanıştım, ve o harika biri. Sanırım gerçek aşkım o. Bu harika. | Open Subtitles | أنا أدين لك بالشكر، لقد قابلت شخص وهو رائع، اعتقد بأنه هو المطلوب |
| Avrupa'daki son gecemde biriyle tanıştım. | Open Subtitles | لقد قابلت فتاة في آخر ليلة لي في أوروبا هل تصدق ؟ |
| Baba. Başka biriyle tanıştım. | Open Subtitles | ابى لقد قابلت احدهم |
| Sonra Avrupa tahvil piyasasından milyonlar kazanmış biriyle tanıştım. | Open Subtitles | ثم قابلت محترمًا أصبح ملياردير في سوق السندات الأوربي، |
| Senin için çok sevgi var, Jack. Sana söylemeliyim. Bugün biriyle tanıştım. | Open Subtitles | (هذا كثير من الحب عليك يا (جاك على ان اخبرك شيئاً ، لقد قابلت واحدة اليوم |
| Görüyorsun ya, biriyle tanıştım. Ve sanırım bu aradığım kişi olabilir. | Open Subtitles | انظر لقد قابلتُ أحدهم و أعتقد أنه ربما يكون الشخص المناسب |
| Hoş biriyle tanıştım, bana ilgi duyuyor. | Open Subtitles | قابلتُ رجلًا لطيفًا جدًّا وهو مولع بي... |
| Ben de senin kardeşlerinden biriyle tanıştım. | Open Subtitles | التقيت بأحد أخوتكَ أيضاً |