| Bilmem. Diğerleriyle birlikte geldi. | Open Subtitles | لاأعرف، لقد جاء مع أحد الأطفال |
| Bir hafta kadar önce gönüllü askerlerle birlikte geldi. | Open Subtitles | لقد جاء مع المرتزقة منذ أسبوع مضى |
| Bir kadın ve iki ajanla birlikte geldi. | Open Subtitles | لقد جاء مع امرأة وعميلان اخران |
| Kızlarla konuşmak için diğer iki görevliyle birlikte geldi. | Open Subtitles | اسمها ايميلي برينتس لقد أتت مع عاملين في مصلحة حماية الاطفال للحديث مع الفتيات |
| Değildi. Alice promosyondu. Quentin ile birlikte geldi. | Open Subtitles | أليس ، كانت طرداً لإتفاقٍ أتت مع كوينتين |
| Teçhizatla birlikte geldi. | Open Subtitles | إنّه من ضمن اللوازم. |
| Sürü güvenliği, keskin duyularla birlikte geldi. | TED | سلامة القطيع جاءت مع شحذ الحواس. |
| O diğerleriyle birlikte geldi, gizlemeye çalışmak için bizi... | Open Subtitles | جاء مع الآخرين في محاولة إخفائنا. |
| Meslekle birlikte geldi. | Open Subtitles | جاء مع العمل |
| - Damien Darhk hızcıyla birlikte geldi. | Open Subtitles | -دامين دارك) جاء مع المتسارع) . |
| Ondan gerçekten hoşlandım. İyi biri. Arkadaşlarıyla birlikte geldi. | Open Subtitles | لقد اعجبت بها جدًا لقد أتت مع أصدقاء |
| Üzgünüm. Çerçeveyle birlikte geldi sanmıştık. | Open Subtitles | أسفه ظننت أن صورتك أتت مع الأطار |
| Cesetle birlikte geldi. | Open Subtitles | لقد أتت مع الجثة. |
| Teçhizatla birlikte geldi. | Open Subtitles | إنّه من ضمن اللوازم. |
| Bilmiyorum. Diğeriyle birlikte geldi. | Open Subtitles | لا أعلم، جاءت مع الأخري |
| Bu dijital bir kopyası, resimle birlikte geldi. | Open Subtitles | إنهصورةرقمية, جاءت مع اللوحة |