| Uygarlıkları bir çöl bitkisi tarafından çizilen değerli bir maddenin ticareti üzerine kurulmuştu. | Open Subtitles | و كانت حضارتهم قد بنيت على تجارة مادة ثمينة تستخرج من نبات صحراوي |
| Sizi yine Afrika'ya götüreyim ve favorilerimden olan bu bitkiyle tanıştırayım: diriliş bitkisi. | TED | دعوني آخذكم مجددا إلى أفريقيا، وأعرفكم على واحدة من النبتات المفضلة لدي، نبات القيامة. |
| Tam olarak faydalanılmayan, ihmal edilen bir besin bitkisi. | TED | فهي نبتة غذائية قليلة الاستعمال ومهملة. |
| Kadife çiçeği, manus, şifalı bitkiler, kuzu kulağı bitkisi, keten tohumu sirkesi, fildişi, ve biraz da şeker. | Open Subtitles | مزيج من القطيفة ونبتة يد المسيح , نبتة فعالة للغاية الحميض , نبات الحقل |
| - İzin verilmeyen saksı bitkisi. - Ona haftalar önce söyledim. | Open Subtitles | لا يسمح بوجود نباتات هنا تحدثت معه بشأنها قبل أسابيع |
| Zwahan'ın sadece bir bitkisi var, cyper. | Open Subtitles | والزواهان يملكون عشبة واحدة .. السايبر |
| Uyuşturucu Departmanı ayrıca orada birçok haşhaş bitkisi buldu. | Open Subtitles | مكتب مكافحة المخدرات اكتشف القليل من نبته المارجورنا هنا أيضا |
| İşte buğday bitkisi içecekleriniz geldi. | Open Subtitles | طيب، هنا الطلقات الخاصة بك عشب القمح. |
| Oraya konunca, tütün bitkisi DNA’sına eklenmiş talimatları izledi ve Noel ağacı gibi parladı. | TED | و هنا، استطاع نبات التبغ أن يتبع التعليمات التى تسللت الى الحمض النووي و أن يضئ مثل شجرة الكريسماس. |
| Mutfak demişken, bunlar kuşkonmaz bitkisi. | TED | بمناسبة الحديث عن المطابخ، إليكم بعضا من نبات الهليون. |
| Araştırmacılar, hayvanlar üzerinde kullanıldığında, canlıyı felç eden bir Güney Amerika bitkisi kalıntısı buldular. | Open Subtitles | لقد وجدوا أرجوانى نبات من أمريكا الجنوبية يمكن أن يستخدم كمخدر يصيب بالشلل |
| Enchuri bitkisi pekçok gezegende yaygın.Burada da olabilir. | Open Subtitles | نبات الإنشوري منتشر في العديد من العوالم, ربما يوجد هنا |
| Bu iki Arabidopsis bitkisi bir bölme içine konuluyor. | Open Subtitles | هذه هي نبات أرابيدوبسيس تم وضعها داخل الغرفة |
| Ama koka bitkisi Meksika'da yetişmiyor. | Open Subtitles | لكن نبتة الكوكايين لا يمكنها النموّ في المكسيك. |
| Şu an o lavaboya girecek olsam bir saksı bitkisi göreceğime inanıyorum, doğru mudur? | Open Subtitles | و إذا دخــلت إلى هذا الحمــام الآن أعتقد أنــي سأرى نبتة في أصيص من نوع مــا |
| Pek evde görülen bir süs bitkisi değildir fakat güney cephesinden güneş ışıklarını iyi alıyordur zannederim. | Open Subtitles | ليست نبتة تتم تربيتها في المنازل عادةً لكن أفترض أنهــا تحصل على الكثير من الضوء من الإطلالـة الجنوبية |
| Afyon bitkisi, bir savaşı atlatacak kadar uzun ömürlüdür. | Open Subtitles | نباتات الأفيون لديها القوة الكافية للصمود أمام أي حرب |
| Mendel, binlerce bezelye bitkisi yetiştirerek, onların nesilden nesile değişimini gözlemlemek suretiyle kalıtım kurallarını keşfetti. | Open Subtitles | من خلال تربية الآلاف من نباتات البازلاء ومعاينة تغيّراتها من جيل إلى آخر. |
| Ölümsüzlük bitkisi, İspanyol Engizisyonu. | Open Subtitles | عشبة الخلود المحقق الإسبانى |
| Zehirli sarmaşık bitkisi. | Open Subtitles | نبته اللبلاب السّام |
| "Chai Hu", sigara bırakmak için kullanılan Çin bitkisi. | Open Subtitles | "تشاي هو"، عشب صيني في حلوى الإقلاع عن التدخين |