| Biliyorum, öğrendikleriniz hakkında düşünmeniz lazım, ders bitmiştir. | Open Subtitles | اعلم اننا لدينا الكثير من الاراء لنتناقش حولها.. لكن للاسف انتهت الحصة |
| Bu yarışma bitmiştir. Verin şu adama 10.000 doları! | Open Subtitles | هذه المسابقة انتهت أعطوا الرجل 10 آلاف دولار |
| Belki de her şey bitmiştir. Belki de o, bilirsin çoktan ölmüştür. | Open Subtitles | حسنا , ربما انتهى الأمر ربما أنه , تعلمين , ميت حقاً |
| Ya da seni de yanında götürmesini iste yoksa bilirsin ki her şey bitmiştir. | Open Subtitles | ،أو كان يجدر بكِ الإصرار عليه أكثر أو مواجهة حقيقة أن الأمر انتهى |
| Zamanımız yok Butch. Köpek kalıyor. Görüşme bitmiştir. | Open Subtitles | لا وقت لدينا, إنه باق إنتهى النقاش, أخرجوا |
| Sen ve eşin hem iki rehineyi hem de CIA'i en çok ilgilendiren şeyi korumayı başardınız konuşma bitmiştir. | Open Subtitles | وحتى الان انت و زوجتك تمكنتم من حماية كلاً من الرهائن و افضل مصالح السى اى اية نهاية النقاش |
| Parti bitmiştir. Herkesin derhal odasına gitmesini istiyorum. | Open Subtitles | الحفلة قد إنتهت كلّ شخص يذهب إلى غرفته، حالاً |
| Arkadaşının kanser testini yapacağım ama aramızdaki ilişki tamamen bitmiştir. | Open Subtitles | جيري، توقف. سأجري فحوصات السرطان لصديقك لأنني أؤمن بذلك ولكن بخصوص علاقتنا، فقد انتهت. |
| Pekâlâ, mola bitmiştir. | Open Subtitles | حسناً انتهت الاستراحة فليتعلق الجميع على الكلام |
| O halde müsabaka bitmiştir. Kazanan? | Open Subtitles | وعطفاً على ذلك , فإن المعركة قد انتهت بالفعل |
| - Öyle. Hepsi bu kadar sanırım. Toplantı bitmiştir. | Open Subtitles | هذا كل شيء كما أظن انتهى الاجتماع، شكراً أيها السادة |
| Basın toplantısı bitmiştir! Bitti dedim! | Open Subtitles | لقد انتهى المؤتمر الصحفى ، قلت أنه انتهى |
| Aramızdaki her şeyin bittiğini sanmıştım belki bitmiştir ama bilemiyorum. | Open Subtitles | ظننت أنه انتهى بيننا. و ربما هو كذلك. لكنني لا أعلم. |
| Tamam, millet, toplantı bitmiştir. Sırada ne var, Monty? | Open Subtitles | حسنا، ايها السادة، الإجتماع إنتهى من التالي مونتي |
| Eğer beni değil de Casey'i seviyorsa, bu iş bitmiştir. | Open Subtitles | دونا" تحب "كيسي" و ليس أنا" أعتقد أن الأمر إنتهى |
| Bak, eskisi gibi olamaz artık, yani bitmiştir. | Open Subtitles | أنظري، علاقتنا لم تكن صحيحة لذا فهناك نهاية لها |
| Orada olacağım dersem, orada olurum. Öykü bitmiştir. | Open Subtitles | لو قلت بانني ساكون هناك اذن ساكون هناك و هذة نهاية القصة. |
| Goa'uld kararını verdi ve oylamaya hazır. O halde, Triad bitmiştir. | Open Subtitles | الجوؤولد قاموا بدعوتنا ونحن مستعدّون للتصويت فى حال المحكمة إنتهت |
| Adını ne koyarsanız koyun, bu sohbet bitmiştir. | Open Subtitles | أياً كانت تسميتها، فهذه المحادثة قد إنتهت |
| Pekala bakın, doktor oğlunun düğününde, ama eminim bu aralar bitmiştir. | Open Subtitles | حَسناً،كما ترى،الدكتور عند حفل زفاف أنبه،لكنني أنا متأكدة أن الأمر قد أنتهى الأن |
| Artık seninle olmak istemiyorum. Herşey bitmiştir. Eve dönebilirsin. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون بصحبتك بعد الآن انتهينا ، اذهب الى منزلك |
| Eğer benimle konuşmayacaksanız, bu görüşme bitmiştir. | Open Subtitles | نعم، هذه المحادثة أنتهت ألا إذا أردت الحديث لي |
| Evet ama şarjları bitmiştir ve şeyleri yoktur... Elektrik için nasıl derler? | Open Subtitles | أجل ة لكن ربما بطارية هاتفك قد نفذت و ليس لديهم كهرباء |
| Pattaya'da bir barda iş bulur, parası bitmiştir ve kokain ya da daha beterini almak için paraya ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | حصل على عمل في حانة في بتايا نفذ ماله، وإحتاج مال للكوكايين أو ربما أسوأ |
| Pazartesi cevap bekliyorum. Toplantı bitmiştir. | Open Subtitles | نريد جوابا بحلول يوم الإثنين توم إنتهي الإجتماع |
| Rozetin falan yoksa, bu konuşma bitmiştir. | Open Subtitles | ما عدى إن كنتُ تملك شارة أخرى و إلاّ فلقد إنتهينا من الحديث هنا |
| Hayır. Konuşma bitmiştir. | Open Subtitles | لا ، لقد أنتهينا من التحدث الآن |
| Belki telefonunun şarjı bitmiştir. Her şey olmuş olabilir... | Open Subtitles | أو ربما فرغت بطارية هاتفها قد يكون أي شيء |
| Bu muhabbet bitmiştir. Dahi değilim, ancak, buraya gelip, element artıkları var mı diye su birikintisini inceliyorsunuz. | Open Subtitles | لا هذه المناقشة منتهية لست عبقريا لكن , تاتون هنا وتفحصون |