| Çanta bizim değil. | Open Subtitles | الحقيبة ليست لنا. تركتها سيده في المطار. |
| O bizim değil. Belgeler artık geçerli değil. | Open Subtitles | إنها ليست لنا, الأوراق ليست شرعية بعد الآن |
| Yani, bu mükemmel bir tekne, ama bizim değil. | Open Subtitles | أنا أقصد أن هذا بحث جيد لكن ليس لنا فيه أي شيء |
| Onların projesi olacak, bizim değil. Bunu korumanın yolu bu. | Open Subtitles | و جعل هذا المشروع لهم, ليس لنا و هذه الطريقه لحمايته |
| Fakat sizin... anatominiz için, bizim değil. | Open Subtitles | علىأى حال لقد صممت لتتلاءم مع أشلاءكم أنتم . ليس نحن |
| Yani çözülemeyen her vaka onun vicdan azabı. bizim değil. | Open Subtitles | لذا فأيّة قضايا لم تُحل ستتحمل وزرها هي، وليس نحن. |
| O bizim değil, Regina'nın. | Open Subtitles | لأن أضيع وقتى حول هذا. هذا الكتاب ليس ملكنا بل هو لريجينا. |
| Onu yerine bırakmaya ne dersin? bizim değil. | Open Subtitles | يجب ان تعيد هذه الى مكانها انها ليست لنا |
| Ama arazi bizim değil. | Open Subtitles | هذه الحقول ليست لنا لا شيء كذلك |
| - Topraklarını geri verelim. - bizim değil ki onlara verelim. | Open Subtitles | نعيد له أرضه إنها ليست لنا كى نعيدها له |
| Planlar mimarlar ve politikacılar içindir. bizim değil. | Open Subtitles | الخطط للمصممين , والسياسيين، ليست لنا |
| bizim değil, atalarımızın. | Open Subtitles | . ليست لنا . إنها لأجداددنا العظام |
| Jake, onu yerine koy. O bizim değil. | Open Subtitles | جيك، أعد هذا الكتاب لمكانه، إنه ليس لنا. |
| Artık bizim değil. Elimizde kalan tek şey bizi bekleyen günler. | Open Subtitles | إنه ليس لنا. الشيء الوحيد الذي نملكه لأنفسنا هو الغد. |
| - Binmemeliyiz, bizim değil. | Open Subtitles | .لا يمكننا ذلك. إنه ليس لنا .هذا لا يهم |
| Hayır, bizimkine benzese de bu bizim değil. | Open Subtitles | شركة اخرى تأخذ شبكتنا وانا فقط لا , انه يبدو مثلنا لكنه ليس نحن يجب ان تسجل الخروج |
| Seni gördüğüme sevindim ama bu gece, bizim değil, Lucas ve Lindsey'in gecesi ve evet Jamie. | Open Subtitles | أَنا مسرورة لرؤيتك لكن لأن اليوم عن لوكاس وليندزي وليس نحن |
| Bu bizim işimiz. Para bizim değil. | Open Subtitles | أن هذه هى وظيفتنا و أن المال ليس ملكنا |
| En kötü ihtimal delil odasının hatası, bizim değil. | Open Subtitles | في أسوأ الأحوال، قسم الأدلة هو من أخفق لا نحن |
| Makedonya ve Bitinya henüz bizim değil, başkalarına hediye edemeyiz. | Open Subtitles | ماسيدونيا و بيثنيا ليسا لنا بعد حتي نقسمها |
| - Çünkü o bizim değil. Gerçekten. | Open Subtitles | لأنها ليست ملكنا , فى الحقيقة |
| Cherokee CIA'in adamıydı bizim değil. | Open Subtitles | شيروكي) كان رجل الإستخبارات) و ليس رجلنا |
| Barış yahut savaş seçimi büyük ölçüde bizim değil onların elindedir." | Open Subtitles | إن الإختيار ما بين الحرب أو السلام "هو إلى حد كبير راجع لهم وليس لنا |
| - Takılıyorum. Sakin ol Lois. Ev bizim değil. | Open Subtitles | -دخول عرضي، ارتاحي فهذا ليس بيتنا |
| "Sadece bizim değil" mi dedin? | Open Subtitles | أنتِ قلتِ , "ليس والدنا فقط"؟ .ماذا. |
| Dostum, sadece bizim değil, Phillippe'in de hayatını tehlikeye attığını düşündün mü peki? | Open Subtitles | هل وضعت فى اعتبارك انها ليست حياتنا فقط من نخاطر بها و حياه "فيليب" ايضاً |
| -O bizim değil ki. -Tabii ki bizim. | Open Subtitles | هذه لَيستْ لنا |
| İnsanlar arasında yaşıyoruz ve hiçbir şey bizim değil. | Open Subtitles | الذين يعيشون هنا بين الناس والأشياء لا تخصنا. |