| Ama bu bizim ilişkimizde bir kilometre taşı olacaktı güya. | Open Subtitles | آجل ، من المفترض أن تكون علامة فارقة في علاقتنا |
| Yoksa bizim ilişkimizde Saç sensin, Baş da ben miyim? | Open Subtitles | أو ربما أنتِ حقاً الشعر وأنا الرأس في علاقتنا |
| Senin, bizim ilişkimizde sürekli sorun olmana alıştım. | Open Subtitles | تعلم , لقد أعتدت أن تكون أنـتَ المُشكلة في علاقتنا |
| Örneğin her ilişkide eril enerji ve dişi enerji ...olması gerektiğini söylemiş. bizim ilişkimizde bile. | Open Subtitles | على سبيل المثال، قالت أنّ في كلّ علاقة، يجب أن تكون هُناك طاقة ذكوريّة وأنثويّة، حتى في علاقتنا. |
| Onlar için uçurtma yaptın, kampa götürdün bizim ilişkimizde göstermediğin kadar daha fazla sorumluluk aldın. | Open Subtitles | تصنع لهم طائرات ورقية ، وتأخذهم للتخييم انت تظهر روح المبادرة الآن ، أكثر مما أظهرت سابقاً في علاقتنا |
| Bu bizim ilişkimizde büyük bir adım. | Open Subtitles | انها خطوة كبيرة في علاقتنا. |
| bizim ilişkimizde ipler benim elimde. | Open Subtitles | -لقد رآني المسؤول في علاقتنا |