| Otopsi uyuşmuyordu, ve Hendrix'in menajeri sigortadan para kazanmak umuduyla Boğazında haplar ve kırmızı şarap olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | التشريح ناقض ذلك، فاعترف مديره بإقحام الحبوب والنبيذ الأحمر في حلقه على أمل أن يقبض بوليصة التأمين يا للروعة. |
| Ted Macy'in Boğazında ve ciğerlerinde birikmiş çamur ve su. | Open Subtitles | تربة و ماء تم جمعها من حلق و رئتي تيد ميسي |
| Yenildiğinde Boğazında olan elin bir önemi vardır. | Open Subtitles | هناك شعور بكون وجود يد على حلقك عندما تهزم |
| Kurbanın Boğazında aşınma yaralarına göre ölümcül darbe gırtlağın ezilmesiyle oluşmuş. | Open Subtitles | هذه سحجات على حنجرة الضحية تشير حيث سحقت ضربة قاتلة حنجرته. |
| - Bir dakika dostum. Nefes almakta zorluk çekiyor. Boğazında birşey kalmış olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أنها عندها مشكلة في التنفس يوجد شئ في حلقها |
| Düşünmüyorum. Tek düşündüğüm göğsünde bir delik açmak. Boğazında da bir delik açayım ki sonsuza kadar tek kelime edemesin. | Open Subtitles | إلى أن أغمد سلاحي في صدره وأحشر به ذلك الكلام المخزي في حلقه لأنه نطق بما يسوؤني هنا |
| Boğazında plastik bir silah var. Hastaneye gitmeliyiz. | Open Subtitles | هناك قطعة بلاستيكية عالقة في حلقه سنذهب الى المستشفى |
| Boğazında bulduğum küçük dokuları test edeceğim. | Open Subtitles | على الالياف المجهرية التي وجدتها في حلقه |
| Yumurtalarımın birinin Boğazında kat ettiği en uzun mesafe bu oldu. | Open Subtitles | هذه أعمق مرة تصل فيها أحدى بيضاتي داخل حلق أحدهم |
| Büyük yapışkan, saatlerce kedi Boğazında kalmış gibi-- | Open Subtitles | مثل النوع الكبير الديق الذى يعلق فى حلق القطه لساعات ثم بعد ذلك |
| Boğazında takıldı kaldı, değil mi? | Open Subtitles | انها عالقة في حلقك مجددا ، اليست عالقة ؟ |
| Özellikle Boğazında yarakla müthiş İngiliz aksanı yaptığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتهُم بِأنّ لديك ... لهجةً بريطانيّة عظيمة خصوصاً اذا كان يوجد قضيبٌ بِأسفلِ حلقك |
| Hava, Boğazında açılan bir torbaya girer ve buradan oksijen emilir. | Open Subtitles | فالهواء يدخل إلى كيس يفتح من حنجرته حيث يمتص منه الأوكسجين |
| Boğazında bir sürü çöp birikmiş desem daha doğru olur. | Open Subtitles | هناك الكثير من الصمغ والكثير من الخردة والحطام حول حنجرته |
| Boğazında, sol köprücük kemiği üzerinde kesik var. | Open Subtitles | هناك جرح على حلقها أعلى عظمة الترقوة اليسرى. |
| Onu hep Boğazında tut. Oldukça işe yarar. | Open Subtitles | الإخفاء في طيات الحلق له استخدامات متعددة |
| lKurbanın Boğazında çorap vardı, değil mi? | Open Subtitles | أين الجورب الذى كان مربوطاً حول رقبة الأولى ؟ |
| Boğazında çürük veya ip izi yok. | Open Subtitles | ليس هناك كدمات أو علامات الربطة على رقبته. |
| lKadını bulduğumda Boğazında çorap vardı. | Open Subtitles | كان هناك جورب طويل حول رقبتها عندما وجدتها |
| Sıradaki kişi de bir şey almadan geçip giderse lezzetli pastalarımın bir dilimi Boğazında kalacak. | Open Subtitles | الشخص التالي الذي يمر من دون أن يشتري واحده من كعكاتي اللذيذه سوف يحصل على قطعه تختنق في حلقه |
| Bağırmaya çalışır fakat avazı Boğazında takılı kalır. | Open Subtitles | تصرخ، ولكن صرختها تُحشر، بمعنى الكلمة، في حنجرتها |
| Boğazında bulduğumuz hapı siz geliştirmişsiniz. | Open Subtitles | لقد صنعت القرص الذي وجدناه محشوراً في عنقها |
| Boğazında ya da göğsünde ağrı var mı? | Open Subtitles | هل لديك ألام فى حنجرتك فى صدرك ؟ |
| Yemeğinin Boğazında kalmasını istemem. | Open Subtitles | لا أردك إن تختنفي بطعامك |