| Dişi yakut boğazlı sinekkuşu basit ve sade görünüşlü bir dişidir. | Open Subtitles | فإن إنثى الطنان الياقوتي الحنجرة متوسطة الجمال |
| Mor boğazlı sinek kuşu, uzun, eğimli gagası sayesinde bu enerji zengini besine ulaşabilen tek kuştur. | Open Subtitles | الطّنّان الكاريبي ذو الحنجرة الأرجوانية ذو المنقار المتقوّس الطويل الطائر الوحيد الذي بإمكانه الوصول لهذه الطاقة الغذائية الغنيّة |
| Dişi yakut boğazlı sinekkuşunun zamanı geldi. | Open Subtitles | قد حان وقت طائر الطنان ذو حنجرة الياقوت |
| Yakut boğazlı basit bir kuş değil, Özellikle bizim yakutumuz. | Open Subtitles | ليس طنان ذو حنجرة ذهبية، عادي... إنها صديقننا |
| Olur, birkaç boğazlı kazak daha alayım da. | Open Subtitles | أجل، دعيني أجلب بعض القمصان عالية الياقة |
| Sen de Martha Hala, hala boğazlı şeyler giyiyorsun... büyükbabamın asitlerinin boynunda açtığı yarayı saklamak için. | Open Subtitles | ........ وأنتى ، عمة مارثا ، مازالت الياقة المرتفعة . تخفى الندبة التى أحرقهتا أحماض جدى ... |
| O sırada boğazlı kazağımın yakasını başıma geçirip ölümü bekledim. | Open Subtitles | سحبت فقط ياقتي المدورة فوق رأسي وإنتظرت الموت |
| Beyaz boğazlı maymuna aitmiş. | Open Subtitles | إنها للقرد الأبيض الحنجرة |
| Sadece basit bir yakut boğazlı daha. | Open Subtitles | إنه ذو حنجرة ياقوت آخر |
| Bir de o boğazlı kazağınızı giydiniz mi... | Open Subtitles | عند ارتداء أن ضيق الياقة المدورة سترة قليلا... |
| galiba o aptal ve onun boğazlı kazağı hakkında herşeyi unuttun. | Open Subtitles | يا رجل , إنس أمر صاحب الياقة ذاك |
| Yeni boğazlı kazağımı size harcamayacağım. | Open Subtitles | حسناً,أنا لن أضيع ياقتي الجديدة عليكم أنتم الاثنان |
| Benimki basit bir boğazlı. | Open Subtitles | الألغام هو المدورة بسيطة. |