| Adam resmen dallama ama öfkemin kaynağı boşanmamın suçluluğundan. | Open Subtitles | لكن غضبي كان بسبب شعوري بالذنب تجاه طلاقي |
| Evet, ama boşanmamın yasal olabilmesi için üç hafta bekler misin? | Open Subtitles | في الدوري الجامعي؟ نعم، لكن انتظر ثلاث أسابيع حتى يكون طلاقي رسمي |
| boşanmamın etkilemediği tek şey bu. | Open Subtitles | كان هذا الجزء الأفضل في طلاقي : |
| Tanrım, keşke benim de boşanmamın etkilerini aşmaya çalışırken içgüdüsel ve aktif bir şeyim olsaydı. | Open Subtitles | أتمنى لو لدي شيﺀ مثل هذا شيﺀ نشيط حين كنت أمر بطلاقي |
| O da ilk boşanmamın kutlamasıydı. | Open Subtitles | لكن هذا كان أحتفالي بطلاقي الأول |
| boşanmamın hemen ardından ben de başkasıyla çıkacağımı hayal bile edemezdim. | Open Subtitles | بعد طلاقي لم أتخيل مواعدة أحد آخر |
| yani boşanmamın bitmemiş olması bu durumu kötüleştiriyor. | Open Subtitles | أعني , بأنهُ ليس كأن طلاقي قد ينتهي |
| boşanmamın hemen ardından hayatımı kurtardı. | Open Subtitles | أنقذتني بعد طلاقي مباشرة |
| Hâlâ kendi boşanmamın etkilerini atlatamadım da. | Open Subtitles | لازلت أترنَّح بسبب طلاقي |
| Şey, boşanmamın üzerinden bir süre geçti... | Open Subtitles | حسناً، مضى وقت قصير على طلاقي |
| Ed'ten boşanmamın ortasındaydım. | Open Subtitles | (كنت في خضم موضوع طلاقي من (إد |