| Ona borçluydum... ona geri verdiğim herşeyin çok daha fazlasını. | Open Subtitles | أدين لها أكثر بكثير مِنْ ما يمكننى إرجاعه لها أبداً |
| Sanırım, annesini kaybeden kıza borçluydum bunu. | Open Subtitles | أعتقد بأنني كنت أدين بذلك للفتاة الصغيرة |
| O zaman farkettim ki bu adama sadece on dolar değil, sahip olduğum tüm parayı borçluydum. | Open Subtitles | حينها أدركت أنني لا أدين لذلك الرجل بـ 10 دولارات فقط أدين له بكل سنت أملكه |
| Başta, az bir değişiklik vardı fakat bu genç adama fazlasını borçluydum. | Open Subtitles | كان هُناك تغييراً طفيفاً في البداية لكني كُنت مدين بالمساعدة لهذا الشاب |
| Hep beni boktan kurtardığın için sana bunu borçluydum. | Open Subtitles | أنا مدين لكَ لإخراجي من المآزق طيلة حياتي |
| Ona borçluydum. Ama kariyerimi de ona veremezdim. | Open Subtitles | كنتُ مديناً له بمال، ولمْ أكن سأسلّمه مهنتي أيضاً. |
| - Neyse, Boyle'a AC için yasal bir seyahat borçluydum. | Open Subtitles | على اية حال,إعتقدت انني ادين لبويل برحلة حقيقية لاتلانتك سيتي |
| O adamı katil olarak suçlamıştım. Dr. Welton'a özür borçluydum. | Open Subtitles | لقد إتّهمت الرجل بالقتل إنّي أدين له بإعتذار |
| Şarkısını hiç duyamadım ama Josephine'e Fransa gibi hayatımı borçluydum. | Open Subtitles | لكن أدين لجوزيفين بحياتي كما تدين لها فرنسا |
| Seni seviyorum ve sana gerçeği söylemeyi borçluydum. | Open Subtitles | أنا أحبك و أدين لك بالحقيقة لا ، ما تدين لي به هو الوفاء |
| Ona komisyon borçluydum ama cesetlerini nereye attığını biliyorum. | Open Subtitles | أدين له بنسبة مئوية لكنني أعلم اين يدفن ضحاياه |
| Ona bir tane borçluydum. | Open Subtitles | حسنا، أدين له بواحده. الآن نحن متساوين |
| Şimdi bu pislik torbası ve benim birimimde tam bir pislik olan karısına borçluydum... | Open Subtitles | ...الآن أدين لهذا التافه وزوجته التي يعتبر قطعة قذارة في وحدتي |
| Yıllar önce bana yaptıkları yüzünden, bunu sana ve kendime borçluydum. | Open Subtitles | كنت أدين لك و لنفسي لما فعله بي |
| Diyelim ki birine biraz borçluydum. | Open Subtitles | لنقل إنني أدين لأحد بشيء |
| Sana borçluydum dostum. | Open Subtitles | حسناً، أنا مدين لك بمعروف يا صاحبي. |
| Sana bir özür borçluydum ama bu kadar. | Open Subtitles | كنت مدين لكِ باعتذار هذا كل ما في الأمر |
| Yemeğini paylaştığın için sana borçluydum. | Open Subtitles | لقد شاركنتي طعامك, لذا أنا مدين لك |
| Sana bir iyilik borçluydum. O da bu işte.. | Open Subtitles | أنا مدين لي بمعروف. |
| Ona borçluydum. Ama kariyerimi de ona veremezdim. | Open Subtitles | كنتُ مديناً له بمال، ولمْ أكن سأسلّمه مهنتي أيضاً. |
| Hayatını kurtardım. Ona bu kadarını borçluydum. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياته كنت مديناً له بذلك |
| Ve onlara neler olduğunu açıklayamazdım. Öylece bırakıp gidemezdim, bunu onlara borçluydum. | Open Subtitles | ولايمكنني ان اشرح لهم ما حدث لايمكنني فقط ان اترك ذلك, انا ادين لهم |