| Parmak izlerinden egzos borusuna kimin taktığını öğreniriz. | Open Subtitles | البصمات ستخبرنا من وضع الطرف الآخر في أنبوب العادم |
| Merak etme. Havalandırma borusuna girerken ölen yoktur. | Open Subtitles | لا تقلقِ ، لا أحد على الاطلاق مات وهو يسير في طريق أنبوب للتهوية |
| Yemek borusundan soluk borusuna temiz bir kesik, şahdamarı ve boyun damarı. | Open Subtitles | ضربة سديدة واحدة من الخلال القصبة و المريء و الشريان و الوريد |
| Ana su borusuna bakın. Tamamen farklı bir yerden evin içine giriyor. | Open Subtitles | انظري، انبوب الماء الرئيسي انه يدخل الى المنزل من مكان مختلف تماما |
| Mevcut bütçemizle, yeni bir egzoz borusuna bile gücümüz yetmez. | Open Subtitles | طبقاً للميزانية الحالية ، لا يسعنا حتى تحمل ماسورة عادم جديدة |
| Dışarıdan drenaj borusuna ulaşana kadar kazmış. | Open Subtitles | قامت بالحفر من الخارج إلى أن وصلت لأنبوب الصرف |
| Eğer... kayarsan, gaz borusuna gelirsin. | Open Subtitles | فإن أخطأت ستصطدم بماسورة الغاز |
| Eğer bir kız Carl McMillan'ın tadına bakmak için yağmur borusuna tırmanmak istemiyorsa en baştan kendini düşünüyor demektir zaten. | Open Subtitles | يا، إذا إمرأة ليس راغبة للإهتزاز فوق أنبوب تصريف لتصبح طعم صغير الى كارل ماكميلن أذاً هي مكتفية بنفسها على اي حال |
| -Ya da, egzoz borusuna işeyebiliriz. | Open Subtitles | او 000 او يمكننا التبول في أنبوب عادم سيارته |
| Egzoz borusuna işeyelim! Egzoz borusuna işeyelim! | Open Subtitles | التبول في أنبوب عادم سيارته التبول في أنبوب عادم سيارته |
| Soluk borusuna küçük bir tüp yerleştirdiler. | Open Subtitles | وقاموا بإدخال أنبوب صغير مباشرةً في قصبتها الهوائية.. |
| Bir patates alırsın, egzost borusuna sıkıştırırsın. | Open Subtitles | تأخذ بطاطا وتحشرها في أنبوب العادم |
| "Küçük minik örümcek Su borusuna tırmanmış" | Open Subtitles | العنكبوت النونو تسلق على أنبوب الماء |
| Soluk borusuna vuracaksın. Beynin hava kaynağını kesiyordu. | Open Subtitles | فاضرب القصبة الهوائيّة فتوقف الأكسجين عن الدماغ |
| Kanaması ve yaraları iyice kötüleşip, yeni bir soluk borusuna ihtiyacı olana kadar mı? | Open Subtitles | القرحات والندب الي فيه تسوء، ويحتاج لفتح القصبة الهوائية مرة ثانية؟ |
| Soluk borusuna ya da şahdamarına kurban ölür, dondurulur ve parçalanır. | Open Subtitles | في القصبة الهوائية أو الشريان السباتي تموت الضحية ، تجمد ثم تحطم |
| Hayır, ben her zaman bir kaplumbağa ile elim kalorifer borusuna bağlı dolaşırım. | Open Subtitles | لا، اني اتجولُ دائمًا يتجول مكبلة اليدين مع انبوب البخار و سلحفاة. |
| - Kanalizasyon borusuna ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن انبوب تصريف ؟ |
| Bahse girerim, su borusuna tırmanan bir fare gibi üzerine çıkacaksın. | Open Subtitles | سوف تكون فوق هنا مثل الفار فى ماسورة التصريف |
| Yukarı çıkmalıyız. Bakım borusuna geri gidin. | Open Subtitles | يحب علينا ان نصعد هناك نرجع الى ماسورة الاصلاح |
| Dışarıdan drenaj borusuna ulaşana kadar kazmış. | Open Subtitles | لقد حفرت من الخارج حتى توصلت لأنبوب التصريف |
| Eğer... kayarsan, gaz borusuna gelirsin. | Open Subtitles | فإن أخطأت ستصطدم بماسورة الغاز |
| Yuttuktan sonra akciğerine yerleşmiş... yemek borusu yerine nefes borusuna kaçmış. | Open Subtitles | لقد إنحشرت في الرئة بعد أن تم بلعها و قد نزلت للقصبة الهوائية بدل من المريء |
| Tümör soluk borusuna baskı yapıyor. | Open Subtitles | إنه يضغط على الرغامى. |