| Ama eğer bana bir altın madalyon verseydin boynumu boyamış boyamamış, umurumda olmazdı. | Open Subtitles | و لكني لن أمانع إذا منحتني قلادة ذهبية حتى إذا جعلت عنقي أخضرا |
| kalınlığındaki demir çubukla boynumu zorladım. Ama üzerimde bir çizik bile yok. | Open Subtitles | جلست أسفل مقطورة ضخمة و دقت عنقي و لا يوجد خدش علي |
| Bu sabah hiçbir şey olmadı. Denerken neredeyse boynumu kırıyordum. | Open Subtitles | هذا الصباح , لا شئ كدت أدق عنقي من المحاولة |
| Boynuzu soluk borumu ve yutağımı delip geçmiş ve omuriliğimde durup boynumu çatlatmış. | TED | واخترقَ قرنُهُ قصبتي الهوائيّة والمَرِيء وتوقّفَ عند نخاعي الشوكيّ، وكسرَ رقبتي. |
| Biri jleti alıp boynumu kesti ve kanı içti, hâlâ izi duruyor. | TED | أخذ أحدهم شفرة حلاقة وجرح رقبتي وشرب الدم، ومازالت لدي الندبة. |
| Bu gerçekten boynumu kurtarırdı. Gemiye geri dön ve onu hazırla. | Open Subtitles | يمكن هذه أن تنقذ رقبتى عد الى السفينة و اجعلها مستعدة |
| Sana söylemeyi unuttuğum bir şey daha söylemişti... karışmaya devam edersem boynumu kıracakmış. | Open Subtitles | لقد اخبرنى شيئاً آخر لم اخبرك به أننى لو تدخلت كما تسميها فسيكسر عنقى |
| Tatlım, o trapezden düşüp boynumu kırayım ki seni kırmak istemem. | Open Subtitles | يا عزيزي , أفضل أن أسقط من الأرجوحة وتكسر عنقي .. ـ على أن أجرح مشاعرك |
| Bir seferinde az kalsın o şeye çarpıp boynumu kırıyordum. | Open Subtitles | كدت أن أكسر عنقي على هذه الأشياء مسبقًا. |
| 1988'de beni yakaladı ve çekti ve boynumu incitti 1988'de yakaladı ve çekti ve boynumu incitti | Open Subtitles | سحب عنقي وضغطه وأذاه في 1988 سحبت عنقك وضغطته وآذيته في 1988؟ |
| - Hayır, hayır, seni boynumu çevirmeden görebilmek için. | Open Subtitles | لا ، لا ، كي اتمكن من رؤيتك من دون أن اضطر إلى تحرك عنقي |
| Hani biri bana bilardo sopasıyla vurup da boynumu mahvetmişti ya? | Open Subtitles | هل تتذكر عندما ضربني ذلك الفتى على رأسي بعصى البلياردو التي معه فآذيت عنقي بشدة ؟ |
| Boynumda bir burkulma var. ve boynumu böyle çevirince, bak. gördünüz mü? | Open Subtitles | لدي هذا الألم في عنقي ولو أدرت عنقي هكذا، هل ترى؟ |
| Çünkü aynaya baktığımda... gözlerimin kenarlarındaki kırışıklıkları sarkan boynumu kulaklarımdaki kılları ve ayaklarımdaki varisleri görünce bunun ben olduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لأنني حين أنظُر في المراة وأري التجاعيد حول عيني والجلد المترهّل أسفل عنقي |
| Merdivenlerden düşüp boynumu kırdığım zaman hatırlar mısın acaba? | Open Subtitles | هل ستتذكر عندما أنزلق في السلالم و أكسر عنقي ؟ |
| - boynumu kırsaydın, daha komik olabilirdi. | Open Subtitles | سيئة للغاية لم أكسر رقبتي لقد كان ذلك مضحكا حقا |
| Sadece boynumu biraz temizle üstler kalsın. | Open Subtitles | فقط نضف رقبتي قليلا أترك الجزء العلوي كامل. |
| Ya da düştüğünde biraz şanslıydım ki neredeyse boynumu kıracaktı demeliyim. | Open Subtitles | أو ينبغي أن أقول، أن قليلاً من الحظ وقع عليّ، كسر رقبتي تقريباً |
| boynumu kırmam umurumda değil. | Open Subtitles | الا تفهم ذلك؟ انا لا اهتم ان كسرت رقبتى. |
| Çitin üzerinde canlı oturabilecekken beni üstünden atlatıp boynumu kırdırma. | Open Subtitles | لا تجبرنى على كسر عنقى بالقفز من على السور حين أكون مفيدا أكثر بالجلوس فوقه |
| boynumu hiçbir adam için tehlikeye atmam. Hele ki onun için. | Open Subtitles | سأخاطر بعنقي من أجل أي شئ وليس هو خصيصاً |
| Aslında, ortağım bu sabah boynumu görünce senin ismini söyledi. | Open Subtitles | شريكي في الحقيقة جَلبَ اسمُكَ فوق... هذا الصباحِ عندما رَأى رقبتَي. |
| Oldukça hoş, fakat sırtımı ve boynumu incittim, ve biraz daha masaja ihtiyacım var. | Open Subtitles | انها لطيفه، لكنّي آذيت ظهري ورقبتي واحتاج تدليكا أكثر قليلا |
| boynumu eline alıp kafamı apış arasına öyle sert soktu ki nefes alamadım. | TED | أخذ برقبتي بين يديه، وحشر رأسي بقوة بين فخذيه، لم أستطع التنفس. |