| Demek Frank onun için pişirdiğim ilk şeyin braçiol olduğunu sana söylemedi? | Open Subtitles | ألم يخبركِ فرانك أن البرجول كانت أول طبخة طبختها له ؟ |
| Eğer braçiol yaptı ve enfesti dersem, kim böyle bir adamla takılmak ister? | Open Subtitles | وإذا قلت طبخت البرجول وكان لذيذاً جداً من يريد التجول مع رجل كهذا ؟ |
| Sanırım yapabildiği tek şey braçiol. | Open Subtitles | أعتقد أنها لا تجيد إلا طبخ البرجول |
| Böyle braçiol yapabilen biri, cennetten çıkma kadife çiçekleri ve sarı nergislerle dolu bütün bir dağ yamacını hak eder. | Open Subtitles | من يحضر برجول كهذا يستحق يستحق حقلاً من جميع أنواع الزهور الجميلة |
| braçiol. Yani, sığır sarması. | Open Subtitles | هذا برجول أنت تعلم ، لحم محشي |