| Bu projede çalışan üç kilit isim var, Philip DeCamp, Rony Kubat ve Brandon Roy, burada resimde görüyorsunuz. | TED | ثلاث من الأشخاص الأساسيين في هذا المشروع، فيليب دي كامب، روني كوبات، و براندون روي هم في الصورة الان |
| Yani, Brandon tam bir erkek değil. - Brandon daha çok bir kı... | Open Subtitles | أنظري، براندون أنه ليس فتى تماماً براندون أنه أكثر ميلاً أن يكون فتاة |
| Jude'un özel öğretmeni gelecek ve senin de Brandon'ı dişçi randevusuna götürmen gerekiyor. | Open Subtitles | جود لديه درس وأنتي يجب عليكي أن تأخذي براندون لميعاده مع طبيب الأسنان |
| Kiminle ilgliymiş bu Brandon? Biliyor musunuz,siz çocuklar hazır olduğunuzda bana haber verin | Open Subtitles | أظن أن براندن لم يكن يحبها كثيراً ليس كثيراً |
| Dağılmış ve Brandon'u zırva gibi çaldırıyordu | Open Subtitles | ولكن بعدها تبعت براندن في المرحلة التالية ورأيت كيف كان يخرب الصوت |
| Eğer Brandon'a aşık olduğun bu kadar belli olmasaydı, sanki sen de girmezdin bu işe! | Open Subtitles | حسناً. مثلكِ لن يقفز إلى هناك إذا كان الثمن بكل وضوحٍ أنكِ عاشقة لبراندون |
| Brandon ve Vincent, Scotman öldükten 4 hafta sonra kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد إختطف براندون و فنسنت بعد وفاة سكوتمان بأربعة أسابيع |
| Şu anda tam odaklıyız. - Ben, Brandon ve Chad. | Open Subtitles | نحن نركز ذلك وضيق في الوقت الراهن لي براندون وتشاد |
| Brandon, bir adamın bir çatıdan atılmasına şahit olarak şiddetle ilk defa tanışan, Bronswille'li genç bir adamın hikâyesini paylaşmış. | TED | براندون شارك قصة شاب من برانزفيل الذي شهد العنف بشكل مباشر بمشاهدة رجل يتم إلقاؤه من على السطح. |
| - Brandon, Büyükanne! Büyükanne seni görmeye gelmiş! İçeri gel, büyükanne! | Open Subtitles | براندون , إنها جدتك أتت لرؤيتك تفضلى أيتها الجدة |
| - Tamam, Brandon, üstünü değiştir. Babanı bekletme. - Peki! | Open Subtitles | هيا بدل ملابسك يا براندون لا تترك أبيك ينتظر |
| Albay Brandon bölgedeki en seçkin bekardır. | Open Subtitles | كولونيل براندون هو أكثر عازب جدير ومؤهل في المدينة كلها نعم |
| Brandon askerden dönünce onu aradı durdu. | Open Subtitles | عندما عاد براندون من الهند، بحث وبحث كثيراً ــــ |
| Brandon da sizin gibi bir müzik düşkünüdür. İyi piyano çalar. | Open Subtitles | ربما لم تعرفي يا آنسه ماريان، لكن براندون يعشق الموسيقى مثلك يعزف على البيانو بشكل جميل جداً |
| Albay Brandon. Çıkıp bakayım. | Open Subtitles | أنه الكولونيل براندون سأبقى في الخارج وأراقب |
| O Brandon'u rahat bırakır bırakmaz ben de onu rahat bırakırım | Open Subtitles | عندما يترك براندن في حاله سأتركه أنا أيضاً ألو |
| Brandon'un yetenekli olduğu işi yapmasına ikna etmeye çalışıyor bir yandan da... | Open Subtitles | على سبيل المثال من جهة عليك أن تقنعي براندن ألا يخفي موهبته ولكن بالجهة الاخرى |
| Brandon senin senfonini tamamlamayacak | Open Subtitles | براندن لن يكمل سيمفونيتك إنها ليست سيمفونيتي العاشرة إنها لإبني |
| Onu tekrar bu işe bulaştırmak istemiyorum Eğer gerçekten önemli olmasa bu kadar çok üstelemezdim Eğer Brandon bu şarkıyı tamamlayabilirse belki bu onun tekrar çalabilmesine yardımcı olur | Open Subtitles | إذا كان براندن يستطيع عزف هذه الاغنية ربما كانت ستساعده على العزف مجدداً |
| Herkes Brandon'un korkutucu bir yeteneğe sahip olduğunu biliyordu Bu yüzden Jared onu gruba aldı | Open Subtitles | الكل كان يعلم أن براندن كان موهوباً بشكل رهيب جداً |