| Brass'a onlara ihtiyacım olduğunu söyledim ama daha hiçbir şey göndermedi. | Open Subtitles | أخبرتُ براس بأنّني إحتجتُهم؛ هو مَا أرسلَني أيّ شئَ لحد الآن. |
| Brass, kadının yazdığı dergide edötürü de olan kocasına ulaştı. | Open Subtitles | حَسناً، وَصلَ براس زوجها، الذي أيضاً محرّر مجلة تَكْتبُ ل. |
| Brass, bölümde bir sonraki yıkımı planlıyor. | Open Subtitles | الأمر على ما يرام براس يشارك في التخطيط للكارثة المقبلة |
| Sanatçı çalışırken Brass'le ben de Jessica Hall'un kaburgasında bulduğumuz uçtan cinayet silahını bulduk. | Open Subtitles | وبينما كان الفنان في عمله انا و براس حددنا السلاح في جريمة جيسيكا هول من الطرف الذي كان متوضعا في ضلوعها |
| Ben Las Vegas Polisi'nden Dedektif Jim Brass. | Open Subtitles | أنا المحقق جيم براس من الشرطة لاس فيغاس. |
| Bay Cooper, isterseniz Başkomiser Brass'i dinleyelim. | Open Subtitles | السيد كوبر، لماذا لا نسمع فقط ما الكابتن براس ديه ليقوله. |
| Brass'ın tanığı saat 10.35te bir çifti kavga ederken duyduğunu söylemiş. | Open Subtitles | شاهد " براس " قال أنه سمع بعض الشجار الساعة 10: |
| Komiser Brass sokağa geldiğinde şüphelinin Çavuşa nişan aldığını söylüyor | Open Subtitles | الكابتن " براس " صرح أن المشتبه صوبه إلى الرقيب |
| O Brass'la birlikte doğudaki sokaktaydı. Kırmızı kilde ne demek? | Open Subtitles | لقد كان الرجل في الزقاق " الشرقي مع " براس |
| Eski kocası Brass'e kadının sinir ilacı kullanımına karşı olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | زوجها السابق أخبر " براس " أنها كانت ضد الدوائيات النفسية |
| Bay Brass ile beraber benim iş bağlantılarımı takip edeceksiniz ve size Bayan Nelly Trent'i bulacağımı ve geri getireceğimi söz veriyorum. | Open Subtitles | راقب صفقاتي مع السيد براس و أعدك أني سأجد الآنسة نيللي ترنت و أعيدها إلى هنا لك سيدي |
| Neden Bay Brass sizce güvenilir değil? | Open Subtitles | هل لي أن أسأل ,لماذا تظن أن السيد براس ليس محل ثقة؟ |
| Tamam. Brass'e kontrol ettirteceğim. | Open Subtitles | الموافقة، أنا سَيكونُ عِنْدي براس يَتأكّدُ منه. |
| Belki Brass bize yardım edebilir. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَتكلّمَ مع براس. لَرُبَّمَا هو يُمْكِنُ أَنْ يُريقَ بَعْض الضوءِ. |
| Evet, ama Brass komşuların silah sesini duyduklarını, ama herhangi bir bağırtı ya da tartışma duymadıklarını söyledi. | Open Subtitles | نعم، لكن براس قالَ الذي سَمعَ الجيرانُ الطلقات النارية، لَكنَّهم لَمْ يَسْمُعوا أيّ أصوات مَرْفُوعة أَو مُجَادَلَة. |
| Ne bu ya! Brass'ın dediğine göre Merkez, sokak yarışçılarını sokaktan uzak tutmak için bu işi ayarlamış. | Open Subtitles | يَقُولُ براس القسم يَضِعُ هذا الشيءِ فوق |
| Evet, ben Brass. 419 no'lu Honolulu otoyolunda bulunuyoruz. | Open Subtitles | نعم، هذا براس. أَنا أسفل في المضاعفِ الـ419 أسفل في هونولولو. |
| Brass, Anya Sanchez'in kredi kartlarını araştırdı. | Open Subtitles | براس قم بفحص بطاقات انيا سانشيز الأعتمادية |
| Başkomiser Brass'a bu ipucundan bahsettiniz mi? | Open Subtitles | على الحالةِ. وأخبرتَ قائداً براس حول ذلك التقدّمِ؟ |
| Brass'e söyleyecek kişi olmak isterdim. | Open Subtitles | أنا أوَدُّ أَنْ أكُونَ الواحد لإخْبار براس. |