| Ama gerçek şu ki, ...Brenda Dillard hala bir şüpheli. | Open Subtitles | نعم. حسنا، تظل الحقيقة، بريندا ديلارد لا يزال مشتبه به. |
| Bu soruşturma duvara toslayıp yanacaksa işin tümünü Brenda yapsın istersin sanırım. | Open Subtitles | لأنه إذا إنفجرت هذه القضية أظنك وقتها تفضّل بأنّ تعمل بريندا لوحدها |
| Bak, Brenda, benim yerime bayan bir müfettiş ister miydin? | Open Subtitles | انظري بريندا , هل تريدين محقق نسائي هنا ؟ ؟ |
| Yapabilseydim yapardım, Brenda ama şu anda hayatı, onun ellerinde. | Open Subtitles | اتمنى لو استطيع يا بريندا لكنه يحصل على حياته الان |
| Brenda için çok iyiydi. | Open Subtitles | حَسناً، هو كَانَ عظيمَ لبريندا. |
| Söylemeye çalıştığım şey, Brenda Tanrı'nın lütfu, kendinin dışındakileri de kapsamaktır. | Open Subtitles | ما احاول قوله يا بريندا تلك نعمة من الله يهبنا اياها |
| Buraya rakamları halletmeye ve Brenda gibi kâr marjımızın aynı olduğuna bakmaya geldik. | Open Subtitles | نحن هنا لنراجع الأرقام ونتيقن من أن لنا نفس هامش الربح مثل بريندا |
| Brenda'nın sana anlatıp durduğu üniversite satıcısı bu kişi sanırım. | Open Subtitles | يبدو أنه كان المورد للكلية الذي كانت تتكلم عنه بريندا |
| Ayrıca Brenda, çok tatlı ve bekar bir arkadaşını getiriyor. | Open Subtitles | اضافة لهذا، بريندا قامت بدعوة صديقتها وهي لطيفة جداً وعزباء |
| Bob ve Brenda'nın Cadılar Bayramı partisinde tanıştığım pislik bu! | Open Subtitles | هذا الغبي الذي قابلته في حفلة هالوين بوب و بريندا |
| Ben Brenda Meritt'in korkunç birşey yaptığını, ve büyükannemin cezalandırılmayı hakettiğini söylerdim. | Open Subtitles | أود أن أقول إن بريندا ميريت فعلت شيء فظيع، وجدتي يستحقون العقاب. |
| Brenda Palms-Farber,sabıkalıların yeniden topluma... ...katılmalarına yardım etmek ve tekrar hapse... ...girmelerini engellemek için işe alınmıştı. | TED | وظفت بريندا بالمز فاربر لمساعدة المدانين السابقين الدخول للمجتمع والمحافظة عليهم من العودة إلى السجن. |
| California'dan Bayan Brenda, onun sırasından geçen tüm öğrencileri çok dikkatli bir şekilde süzüyor ve aksi bir şey gördüğünde rehber öğretmeni bilgilendiriyor. | TED | هنالك السيد بريندا في كاليفورنيا. والذي يراقب كل طالب يمر من الطابور ثم يزود المستشار الموجه بالمعلومات ما إن كان هنالك أي نقص. |
| Brenda Blaney'nin bir araya getirdiğini hangi erkek parçalayabilir! | Open Subtitles | كل شئ يأتى من بريندا بلانى لا يجعل أى رجل يبتعد عنها |
| Parayı Brenda verdiyse, neden o berbat yerde yattın? | Open Subtitles | لكن إن كانت بريندا قد أعطتك هذه النقود لماذا نمت فى بيت للمشردين ؟ |
| Brenda yetmedi, başka bir kızı daha mı öldürmen gerekiyordu? | Open Subtitles | ألم تكن بريندا كافيه لك أكان عليك أن تقتل فتاه أخرى أيضا ؟ |
| Yaptığımız soruşturma sonucunda, Brenda Margaret Blaney Barbara Jane Milligan ve diğerlerinin öldürülmelerinden tutuklu bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | كنتيجه لتحقيقاتنا سوف يتم مواصلة إحتجازك بتهمة القتل العمد لــ بريندا مرجريت بلانى و باربارا جان ميليجان و أخريات |
| Roz, üzülerek söylüyorum ama o işe haberden Brenda'yı almışlar. | Open Subtitles | أَكْرهُ لِكي أكُونَ الواحد لكَسْره إليك، لكن بريندا مِنْ غرفةِ الأخبار حَصلَ على الشغلِ. |
| Bir oy daha Brenda'ya. | Open Subtitles | وواحد آخر لبريندا. |
| Brenda'ya bir oy daha. | Open Subtitles | وواحد أكثر لبريندا. |
| Brenda'dan hoşlanıyordun, Grant'in de hoşlandığını gördün ve hiç şansın olmadığını anladın. | Open Subtitles | كان لديك شيء (لبريندا)، رأيت أنه كان مهتما، وكنت تعرف بأنه ليس لديك فرصة. |