| Her öğlen yemeği saatinde, Brick'in gözü önünde BlueBell'in güzel insanlarıyla sohbet edeceğim. | Open Subtitles | كل فترة غداء اقوم بالتحدث مع سكان بلوبيل الطيبين في مجال رؤية بيرك |
| - Ama buranın cazibesi... - Aslında Brick'in görüşlerini duymak isterim. | Open Subtitles | ولكن، ولكن النداء هنا في الحقيقه احب ان اسمع راي بيرك |
| Brick'in hediyeleri atılmıştı ve o bunun farkındaydı, bir daha buna müsaade etmeyecekti. | Open Subtitles | حتى الاشياء لبنة لكان في عداد المفقودين، ومعرفة الطوب، وقال انه لم ستعمل ندعه يذهب. |
| Dinle, utanç verici bir durum ama Brick'in hatıra eşyalarını bulamıyorum. | Open Subtitles | الاستماع، وهذا هو نوع من محرجة، ولكن أنا لا يمكن العثور على أي من المشاريع لبنة في الفن القديمة. |
| Sana hiç can sıkıcı bir bağnaz olduğunu söyleyen olmuş muydu Brick? | Open Subtitles | هل قال لك أى شخص من قبل أنك بروتوستاندي مؤلم للظهر يا بريك ؟ |
| Fark ettin mi Brick iki gündür iPad'den bahsetmiyor. | Open Subtitles | هل لاحظت لم يطلب الطوب حول باد في يومين؟ |
| Brick'in bunu yaptığına ölsem inanmam. | Open Subtitles | ليس هناك طريقة في الجحيم جعلت قرميد ذلك. |
| - ...hayatım boyunca içerleyeceğim. - Hayır, Brick. | Open Subtitles | انا سوف استاء من هذا الرجل طالما حييت لا , بيرك |
| Brick'i, beni işe almaya ikna etmek için iki aşamalı dahiyane bir plan yaptım. | Open Subtitles | خطه عبقريه من شقين لجعل بيرك يعيدني للعمل |
| Zaman makinesi bulup, düne dönüp, Brick'e rastladığımız kısmı silmediğin sürece... George? | Open Subtitles | ونعود إلى أمس ولا تقوم بالتحدث مع بيرك.. جورج؟ |
| Arayacağımı düşündüğüm son kişi sensin ama doktora ihtiyacım var ve Brick olmaz. | Open Subtitles | انت الشخص الأخير اللذي ظننت بانني سوف اتصل به ولكن انا بحاجة الى طبيب، وأنه لا يمكن أن يكون بيرك |
| Hem onu pencereye şutlayan da Brick. | Open Subtitles | الى جانب ذلك، لبنة هو واحد الذي أرسلها من خلال النافذة. |
| Brick'in bizi getirdiği hal bu ufacık şeyleri aramak. | Open Subtitles | لذلك هذا هو ما لديها لبنة انخفاض لنا علي: استيعاب لالقش. |
| Güzel, Brick'e yapılan suçlamalara ironiyi ekleyebiliriz. | Open Subtitles | العظمى. يمكننا السخرية إلى قائمة التهم الموجهة لبنة. |
| Yani bu adamlar Brick'i hapisten çıkarmak için tanıkları öldürüyorlar. | Open Subtitles | حتى أنها تقتل الشهود من أجل الحصول على لبنة من السجن، |
| Sana hiç can sıkıcı bir bağnaz olduğunu söyleyen olmuş muydu Brick? | Open Subtitles | هل قال لك أى شخص من قبل أنك بروتوستاندي مؤلم للظهر يا بريك ؟ |
| Üzgünüm Brick. Yeteri kadar büyümedin. | Open Subtitles | أنا آسفه يا بريك أنت لست كبير بما فيه الكفايه |
| Ben de seni anne. Ve seni seviyorum Brick. | Open Subtitles | وأنا أحبكِ أيضاً يا أمي و أنا أحبك يا بريك |
| Yellow Brick Road şarkısındaki gibi, anayoldan ayrılmamaya bakın. | Open Subtitles | حاول أن لا أجرؤ على الخروج من الطوب الطريق الاصفر. |
| Daha şimdi kanıt odasından Brick ile ilgili ne biliyorsak aldım. | Open Subtitles | أنا فقط حصلت على كل شيء لدينا على الطوب من الأدلة سجن. |
| Her durumda Brick bize bir bulma payı verecektir. | Open Subtitles | وفي كلتا الحالتين، وأراهن قرميد سوف تدفع لنا رسم مكتشف. |
| Olduğun yerde kal Brick. | Open Subtitles | أوه. الإنجماد، طابوقة. |
| Brick'in Axl'la geçirdiği o gün, hayatının en güzel günlerinden biriydi. | Open Subtitles | قضاء الوقت ذلك اليوم مع أكسل كان أعظم لحظة في حياة بريك . في الواقع كانت رائعة |
| Brick'i ilk kez çıplak görmeyeceğim ki. | Open Subtitles | انها ليست المرة الاولى التى أرى فيها بريك بدون ملابس |
| Seni seviyorum Axl. Seni seviyorum Brick. | Open Subtitles | أحبك يا آكسل احبك يا بريك |
| Brick'in garip olup, olmadığını anlatmaya mı çalışıyoruz? | Open Subtitles | هل نحن نحاول أن نقنعها أن بريك غريب الأطوار أو طبيعي أو ماذا ؟ |
| Brick normalden daha fazla kaba ve huysuz görünüyor. | Open Subtitles | اوه بريك يبدو مخيف واكثر شراسة من المعتاد |
| Demek istediğim bu değildi. Öyle demek istemedim. Brick, hadi ama. | Open Subtitles | ذلك لم يكن قصدي , لم اعني ذلك بريك اعتقد بانه قد اخذها بطريقة خاطئه |
| Brick'in fısıltısını. | Open Subtitles | عدا انني نسيت شيئا عاده لدى بريك بان يخبر بما فعله |
| Ve Brick de Jimmy'yi burnuna yılan ve solucan sokup deniz aygırına dönüştürmekle tehdit ederek ağlatmış. | Open Subtitles | و بريك .. بريك جعل جيمى الصغير يبكى من خلال التهديد بوضع ثعبان |
| Eminim Brick onları bir yerlere saklamıştır. | Open Subtitles | أنا متأكده أن بريك قد خبأهم فى مكان ما يجب أن تسأله |