| bunun sebebi çünkü Gandi köylere inanıyordu ve çünkü Britanyalılar şehirlerden yönetiyorlardi. Bu yüzden Nehru Yeni Delhinin Hindu olmayan bir kent oldugu düşüncesindeydi. | TED | لأن غاندي كان يؤمن بالقرى ولأن البريطانيين حكموا من المدن ولذلك و بالرغم من أن نهرو رأى في نيودلهي مدينة هندية |
| Ayrıca Britanyalılar gariptir. | Open Subtitles | فضلاً عن أن هؤلاء البريطانيين غريبوا الأطوار |
| Of, aman Tanrım. Eğer Britanyalılar gelip cesedi burada bulurlarsa yanarız. | Open Subtitles | يا إلهي،إذا جاء البريطانيون إلى هنا ووجدوا جثته فسنكون هالكين جميعاً |
| Britanyalılar, bin yıl boyunca bronzu aletler ve ziynetler yapmak için ve ticaret için para birimi olarak kullandılar. | TED | لآلاف السنين، استخدم البريطانيون البرونز لصناعة الأدوات والحلي، كما استخدموه كعملة من أجل التجارة. |
| Britanyalılar dünyanın en ödlek halkıdır. | Open Subtitles | البريطانييون هم أكثر شعب يخاف على الإطلاق |
| Siz Britanyalılar çok gerginsiniz. Lutetia'da kız kaldırmak daha kolay. | Open Subtitles | أنتم البريطانييون متحفظون جداً الفتيات في لوتيسيا سهلات المنال |
| "Yuvarlak şapka giyerler, yaşasın Britanyalılar." | Open Subtitles | يرتدون قبعاتٍ مستديرة حياةً مديدة للبريتون |
| Çünkü Britanyalılar görgü kurallarına önem verir. | Open Subtitles | لأننا بريطانيون نتمسك بالعادات |
| Britanyalılar'ın Afganistan-Pakistan arasında bilgece oluşturduğu kimseye ait olmayan yerler. | Open Subtitles | تلك المنطقة التي لا تخضع لأي سلطة والتي أنشأها البريطانيين بحكمة شديدة بين أفغانستان وباكستان |
| Onlar, Britanyalılar'ı ülkeden atacak olan Mücahitler! | Open Subtitles | إنهم مجاهدين وسوف يطردون البريطانيين خارج بلادنا |
| Bütün gece orada bekledik ama Britanyalılar gelmedi. | Open Subtitles | وقفنا هناك طوال الليل، لكن البريطانيين لم يأتوا قط. |
| Afiyet olsun Britanyalılar. | Open Subtitles | استمتعوا بوجبتكم, أيها البريطانيين |
| Saldırıyoruz Darling, zira Britanyalılar kendilerini belalı sanıyorlar! | Open Subtitles | نحن نغزوهم, دارلينغ، لأن البريطانيين يعتقدون بأنهم صناديد! |
| Biz esirlerimize, Britanyalılar alana kadar sözleşme uyarınca muamele ediyoruz. | Open Subtitles | اما عن اسرانا فسيتم الاعتناء بهم حتى حتى يطلب منا البريطانيون الاعفاء عنهم طبقا للوثيقة |
| Biz Britanyalılar hakikaten pisboğazız. | Open Subtitles | نحن البريطانيون نأكل طعاماً مقززاً بالتأكيد |
| Britanyalılar kendimizi toparlayana kadar bize baktılar. | Open Subtitles | البريطانيون قاموا برعايتنا حتى تحسّنت صحتنا بعض الشيئ |
| Çünkü siz Britanyalılar, Afganlara kızgın bir şekilde geri döndünüz. | Open Subtitles | عودتكم أيها البريطانيون أغضبت جميع الأفغان |
| Britanyalılar Eski İngilizceyi yüzyıllarca konuştu ama 700'lü yıllarda bir dizi Viking istilası başladı, bir anlaşma sonucu ada ikiye ayrılana kadar da devam etti. | TED | و على مر القرون أصبح البريطانيون يتحدثون الانجليزية القديمة بسلاسة لكن في عام 700 بعد الميلاد، بدأت سلسلة من غزوات الفايكنج و التي استمرت حتى ابرام معاهدة قسمت الجزيرة لنصفين. |
| İkincisi, biz Britanyalılar seslenmeye çok önem gösteririz. | Open Subtitles | ثانياً نحن البريطانييون ندقق جداً حول الشكل |
| Britanyalılar, dünyadaki en korkak ulustur. | Open Subtitles | البريطانييون هم أكثر شعب يخاف على الإطلاق |
| Britanyalılar çok tutucu ya. Lutetia hatunları daha kolay lokmalar. | Open Subtitles | أنتم البريطانييون متحفظون جداً الفتيات في لوتيسيا سهلات المنال |
| "Yuvarlak şapka giyerler, yaşasın Britanyalılar." | Open Subtitles | يرتدون قبعاتٍ مستديرة حياةً مديدة للبريتون |
| Çünkü biz Britanyalılar görgü kurallarına önem veririz. | Open Subtitles | لأننا بريطانيون نتمسك بالعادات |