| Katie'de Vegas broşürleri vardı. Oraya seninle gideceğini öğrendik. | Open Subtitles | كانت تحمل كاتي بعض الكتيبات لفيجاس علمنا أنها كانت ذاهبة معك |
| Buradan ayrılmadan önce şu broşürleri incelediklerini söylemişti. | Open Subtitles | قالت رأتهم يدققون بهذه الكتيبات قبل ان يغادرون |
| Uzay mekiğinden attıkları broşürleri unutma. | Open Subtitles | ولا تنس المنشورات التي أسقطوها من مكوك الفضاء |
| broşürleri hazırlayıp onlarla ilgilenmeniz gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تحتاجون أن تجهزوا المنشورات الأول والاهتمام به ؟ |
| Test kitapları, üniversite broşürleri. | Open Subtitles | كتب استعداد لإختبارات القبول و كتيبات تعريف بالجامعات |
| Muhtemelen bu broşürleri götüreceğiniz yerdedir. | Open Subtitles | في الأغلب بنفس المكان الذي يأخذ منه هذه النشرات |
| Arabasındaki sırt çantasında Vegas broşürleri ve Vegas otellerinin listesi vardı. | Open Subtitles | تحوي نشرات عن لاس فيجاس وقائمة بفنادق فيجاس |
| Sana hazırladığım broşürleri gösterip biraz geribildirim almak istedim. | Open Subtitles | ظننت ان اريك ما قمت بتصميمة لأجل الكتيب لكى تعطينى رأيك |
| O halde neden mezarlık broşürleri var? | Open Subtitles | -فلمَ يكون لديها كتيّب المقبرة؟ |
| Bu harika broşürleri tasarlamak için sabahladım.... ...ama olumlu tek bir şey söylemedi. | Open Subtitles | لقد بقيت مستيقظة طوال الليل اقوم بتصميم تلك الكتيبات الرائعة و هو لم يقل اى شيىء لطيفاً لقد اهاننى فقط |
| Ama Rick bize çalışmak için, hala bu broşürleri veriyor. | Open Subtitles | لكن ريك لا يزال أعطانا هذه الكتيبات للدراسة. |
| Doktor Lieberman'ın verdiği şu broşürleri biliyorsun? | Open Subtitles | أتعرفين كل الكتيبات التي أعطاها لنا الدكتور ليبيرمان؟ |
| Galiba bunu komik bulmuşlar ki onu kaçırıp ailesi bulsun diye broşürleri orada bırakmışlar. | Open Subtitles | أفترضُ أنهم وجدوا ذلك مضحكاً، أن يخطفوه ويتركوا الكتيبات فقط لوالديه كي يجدوهم |
| - Verdiğim bütün broşürleri dağıttın mı? | Open Subtitles | هل سلمتِ كل المنشورات التي أعطيتكِ إياها؟ |
| Her ikisi de herhangi bir ilişkiyi inkar etti— ta ki polis tüm broşürleri toplayıp onları kusursuz bir biçimde yerleşen boş çantaya geri koyasaya kadar. | TED | أنكر كلاهما بهدوء مشاركته... إلى حين قامت الشرطة بجمع كل المنشورات وأعادتها إلى الحقيبة الفارغة، والتي لاءمتها تماماً. |
| Islah evlerinin broşürleri. | Open Subtitles | إنها كتيبات لمراكز تأديب الشباب |
| Wilson'ın evindeki o seyahat broşürleri onlar için çok pahalı yerler değil miydi? | Open Subtitles | ألم تكن كل كتيبات السفر تلك في منزل (ويلسون) -لأجل أماكن باهظة الثمن؟ |
| broşürleri buldum dostum. | Open Subtitles | لمَ لا تجلس ؟ لقد وجدتُ النشرات السياحية يا رجل |
| Bırakta şu broşürleri bastırayım işimi yapayım | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أقوم بعملي. أنا طبعت هذه النشرات الإعلانية والقرف. |
| İşte lobiyi geçemeyen diğer eziklerin broşürleri. | Open Subtitles | تفضل جميع نشرات الفاشلين الذين لم يتمكنوا من المرور من هذا البهو. |
| Jen, broşürleri satmaya çalışmıyoruz. | Open Subtitles | جين , نحن لا نحاول ان نبيع الكتيب |
| Eyalet çapındaki tüm yüksek teknoloji şirketlerinin broşürleri. | Open Subtitles | كتيّبات عن كل شركة تقنية عالية في الولاية |