| Bu başkan'ın bütün Liberallerden ve heyetlerin üzerinde olması daha az iş demek. | Open Subtitles | واجندة هذا الرئيس الليبرالية, هناك اعمال اقل |
| Red, burada, bu büyük Beyaz Saray'da Bu başkan'la ilgili senin asla bilmediğin birşeyler oluyor. | Open Subtitles | حمراء ، هناك أشياء تحدث هنا في هذا البيت الابيض الكبير مع هذا الرئيس بالتحديد من المستحيل ان تعرفي عنها. |
| Bu başkan milyonlarca kişinin hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | هذا الرئيس عرّض حياة ملايين الناس للخطر |
| -Hey,şuna bak,Bu başkan Nixon. | Open Subtitles | انظر .. إنه الرئيس نيكسون |
| Olamaz. Bu başkan. | Open Subtitles | يا للهول، إنه الرئيس |
| Bu başkan için bir güven sorunu hâline geldi. Bunun arkasına sığınamayız. | Open Subtitles | المسألة أصبحت قضية ثقة بالرئيس لا يمكن أن نكون خلف هذا |
| Bu başkan bize başka bir seçenek bırakmıyor. | Open Subtitles | هذا الرئيس لا يعطينا خياراً آخر |
| Bu başkan'ın 9 Ağustos'taki hâli. | Open Subtitles | هذا الرئيس في يوم التاسع من أغسطس. |
| Bu başkan kanunun üzerinde değildir. | Open Subtitles | هذا الرئيس ليس فوق القانون. |
| Bu başkan Gurjit'e gece gece kameraları kapasın diye $500 ödedi. | Open Subtitles | هذا الرئيس الماثل أمامكِ, دفع 500 دولار لـ(غورجيت) ليطفيء الكاميرات أثناء منتصف الليل |
| O sözcüğü söylediğinde. Özellikle de Bu başkan. | Open Subtitles | هذه الكلمة وبالذات هذا الرئيس |
| Bu başkan o kelimenin anlamını dahi bilmez. | Open Subtitles | هذا الرئيس لا يعرف معنى كلمة |
| Bu başkan Lee. | Open Subtitles | (هذا الرئيس (لي |
| Bu, Başkan. | Open Subtitles | هذا الرئيس |
| Tanrım. Bu başkan Taft. | Open Subtitles | "يا إلهي إنه الرئيس "تافت |
| - Geliyoruz. - Bu başkan. | Open Subtitles | نحن قادمون - إنه الرئيس - |
| Bu başkan. | Open Subtitles | إنه الرئيس |
| Bu başkan için bir güven sorunu hâline geldi. Bunun arkasına sığınamayız. | Open Subtitles | المسألة أصبحت قضية ثقة بالرئيس لا يمكن أن نكون خلف هذا |