"bu bir oyun değil" - Translation from Turkish to Arabic

• هذه ليست لعبة
• إنها ليست لعبة
• هذه ليست لعبه
• هذه ليست بلعبة
• هذه ليست بلعبه
• هذه ليس لعبة
• أنها ليست لعبة

Bu, bir oyun değil. Birini öldürmeye hazır ol.
الآن، كايت ، هذه ليست لعبة هل أنت جاهزة لقتل شخص ؟

Arabada bir cesetle beraber buldunuz. Bu bir oyun değil.
وجدتموها في سيارة قرب جثّة، هذه ليست لعبة.

Ama Bu bir oyun değil, canım. Bunlar bazı ciddi karışık şeyler.
وعندما تريدين الفوز في اللعبة، لكن هذه ليست لعبة يا عزيزتي، هذه مسألة جادة وفوضوية

Aslında hiç seçenekleri yok. Bu bir oyun değil.
ليس لديهم خيارات إنها ليست لعبة

Bu bir oyun değil. Gerçekten adam öldüren insanlar. Defol git o zaman.
بالطبع أنا كذلك ، هذه ليست لعبه بل قتل حقيقي

Fakat Bu bir oyun değil, dostum, hiç hata yapma.
ولكن, هذه ليست لعبة يا صديقى لامجال للخطأ

Bu bir oyun değil, bu kadar ileriye gidemezsin.
هذه ليست لعبة يمكنك الغش فيها وصنع الاحتيال .

Bu bir oyun değil. Biz senin hayatın hakkında konuşuyoruz.
هذه ليست لعبة نحن نتحدث عن حياتك

- Evet, yanılıyorsun! Bu bir oyun değil oğlum! Hayır, bu bir oyun oğlum.
نعم، أنت مخطئ، هذه ليست لعبة لعينة

Bu bir oyun değil. İnsanlar ölebilir.
هذه ليست لعبة الليلة قد يموت الناس

Kate, Bu bir oyun değil. Mutlu son yok.
كيت,هذه ليست لعبة ليس هناك نهاية سعيدة

Bu bir oyun değil. Dikkatini ver!
هذه ليست لعبة تابع التركيز معنا

Bu bir oyun değil! Canın yanabilirdi.
هذه ليست لعبة كوهين، كان يمكن أن اتأذّى

Bu bir oyun değil, Sarah. İnsanlar ölüyor.
هذه ليست لعبة سارة، الناس تقتل

Bu bir oyun değil. 400 dolarım sende mi?
هذا المال كان لأجل عائلتي هذه ليست لعبة

Ancak, Bu bir oyun değil. Bu, spor oyunu değil.
،مع ذلك، هذه ليست لعبة .. ولا مجال للعب

Bu bir oyun değil! İki cinayetten bahsediyoruz şurada!
هذه ليست لعبة نحن نتحدثُ عن جريمتين

Bu bir oyun değil, dostum, seni temin ederim.
هذه ليست لعبة يا صديقى, اؤكد لك

Bu bir oyun değil. Güven testi. Öyle değil mi?
إنها ليست لعبة ، إنها إختبار مِصداقية.

Bu bir oyun değil, Sam. Burada yaptıklarınız.
هذه ليست لعبه , سام , أهذا ما , أنت ورجالكم وماتفعلون بالأعلى هنا

Yani, bilmem gerek. Bu bir oyun değil.
يجب أن أعلم، هذه ليست بلعبة.

Bu bir oyun değil.
هذه ليست بلعبه.

Spencer, Bu bir oyun değil. Seni gerçekten de bıçaklayacak.
سبينسر,هذه ليس لعبة الحاكم أنه سوف يطعنك بالكاد

Bu, bir oyun değil. Hayatlarımızdan bahsediyoruz.
أنها ليست لعبة.أنها حياتنا التي نتحدث بشأنها