| Oğlumun bu davayla bir ilişkisinin olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بإن إبني ليس له علاقة بهذه القضية. |
| bu davayla ilgim yok delil sunman için çağrıldın sadece bekleyeceğiz. | Open Subtitles | ليس لدي شئ متعلق بهذه القضية مطلوب للحضور كشاهد عليك الانتظار لرؤية هذا إنه وثيقة قانونية أيها المحقق |
| Şu andan itibaren, bu davayla ilgili her şey bana bildirilecek. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، كل شيء في هذه القضية يمر من خلالي |
| Sanırım bir süre daha bu davayla ilgili çalışmamız gerekecek. | Open Subtitles | أظن أننا سنكون عالقين بالعمل على هذه القضية لبعض الوقت |
| bu davayla ilgili tüm adli tıp çalışmalarına öncelik verilecek. | Open Subtitles | و ضع حالة أولويّة على كلّ الأمور الشرعيّة المتعلّقة بهذه القضيّة |
| Şu an senin için doğru olan şey; bu davayla ilgili yaptığın herşeyi baştan sona hatırlaman. | Open Subtitles | والآن عليك أن تتذكر كل مافعلته بشان هذه القضيّة.. من البداية |
| bu davayla ilgisi olmayan her şeyi. | Open Subtitles | طالما أنها لا تملك أي شيء لفعله بهذه القضية أتركها تمزقها |
| Cevabı biliyorum ama bu davayla ilgisi yok. | Open Subtitles | و انا لدي الاجابة و لكن هذا ليس له علاقة بهذه القضية |
| Bu ilacın bu davayla bir ilgisi olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | وأنت على دراية بأن لذلك الدواء علاقة بهذه القضية كيف؟ |
| - O yazından bir şey çıkarılmış yayınlanmadan hemen önce çıkarılmış ve bu davayla alakalı olduğuna iddiaya girerim. | Open Subtitles | شيء ما قد أزيل منها ،تماماً قبل أن ينشروها وأراهن أنها متعلقة بهذه القضية |
| Sen de görebilirsin, bu davayla bize karşı tehdit oluştursa da herkesin içten içe ona sevgi duyduğunu anlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الشهور به حتى وهو يهدد معيشة الناس بهذه القضية |
| Bunun, bu davayla hiçbir ilgisi yok, | Open Subtitles | لكن حتى اذا كانت قصتها حقيقية و انتم شفقتوا عليها بأن ليس هناك شيء ان نعمله مع هذه القضية |
| bu davayla ilgili ceza kararı 3 Nisan'da verilecektir. | Open Subtitles | النطق بالحكم في هذه القضية سيكون في الثالث من إبريل |
| En iyi adamlarımız bu davayla ilgileniyor. | Open Subtitles | لدينا أفضل رجال يعملون على هذه القضية على مدار الساعة |
| Rica etsem biri bana bu davayla ilgili gelişmeleri sizden öğrenmek yerine neden Chronicle'dan okuduğumu söyler mi? | Open Subtitles | مع كل احترامي هل لاحد ان يوضح لي لماذا اقرا عن ثغرات في هذه القضية في الكرونيكل بدلا من ان ياتيني اتصالا منكم؟ |
| Baban bu davayla ilgili bilmemiz gereken bir şey söyledi mi? | Open Subtitles | هل اخبرك والدك اي شيء عن هذه القضية يجب ان نعرف به؟ |
| Görünüşe göre bu davayla ilgilenenler sadece biz değilmişiz. | Open Subtitles | -يبدو وأنّا لسنا الوحيدين المُهتمّين بهذه القضيّة |
| Siz eve gidiyorsunuz. bu davayla işiniz bitmiştir. | Open Subtitles | وأنت عليك العودة إلى بيتك، فقد انتهيت من العمل على هذه القضيّة. |
| bu davayla onlar ilgileniyor. | Open Subtitles | هذان المحامان تم توجيههما للعمل في القضية |
| Sayın yargıç, özel hayatımın bu davayla bir alakası yok. | Open Subtitles | سيدتي حياتي الشخصيه لاعلاقه لها بهذه القضيه |
| bu davayla ilgili her ayrıntıyı bilmek istiyorum. | Open Subtitles | اريد أن أعرف كل التفاصيل التي لها علاقة بالقضية |
| Eğer bu davayla ilgili resmi bir bilgiyi babanızla paylaşırsanız, | Open Subtitles | إذا ما تشاركتَ أي معلومات رسمية حول هذا القضية.. |
| bu davayla ilgisi olan herkes onun gazabından tadacaktır. | Open Subtitles | أي شخص كان له صلة ما بتلك القضية سيقوم باستهدافكم |
| Sayın Yargıç, bu davayla ilgili kanıtlar net değil. | Open Subtitles | شرفك، سلسلة الدليل إلى هذه الحالة كانت بالأحرى صعب للتأسيس. |