| Kadromla hızlı ve ortaklaşa bir şekilde öğrendiğim şey ise Bu durumun daha önce eğitildiğimiz herhangi bir konudan daha zorlu olduğuydu. | TED | وما تعلمته سريعا وبشكل جماعي مع موظفيي هو أن هذا الموقف أصعب من أي شيء قد تدربنا عليه سابقا. |
| - Bu durumun ne ifade ettiğini anlamış gibi görünmüyorsunuz. - Hayır, hayır. | Open Subtitles | يبدو أنكِ لا تدركي ماذا يعني هذا الموقف لا.لا |
| Biraz önce Bu durumun fazla tehlikeli olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لقد قررت أن هذا الموقف خطر زيادة عن اللازم |
| Bu durumun en büyük zayiatlarından biri medineyi ortadan ikiye ayıran ve yüzyıllar boyu şehrin ruhu sayılan Fes Nehri'nde oldu. | TED | أحد أكبر ضحايا هذا الوضع كان نهر فاس، والذي ينصّف المدينة من وسطها واعتبر لقرون عدّة روح المدينة. |
| Şimdi, bence, Bu durumun oluşma sebebi insanların bir araya gelerek bir tür süper organizma oluşturmasıdır. | TED | الآن، السبب، كما أعتقد، أن هذا الوضع هو أن البشر يجمّعون أنفسهم ويشكلون نوع من الكائنات الحية الضخمة. |
| Ama sanırım en iyisi Bu durumun Omar ile benim aramda çözüme kavuşturulması. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنه من الأفضل لهذا الوضع أن يحل بين عمر و بيني |
| Ailesi Bu durumun ne kadardır sürdüğünü söyledi? | Open Subtitles | منذ متى والصبي يعاني من هذه الأعراض طبقاً لوصف والديه؟ |
| Peki, Bu durumun üstesinden nasıl geliriz? | TED | إذًا، كيف يمكنك التغلب على ذلك؟ |
| Şu an, Bu durumun icabına bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | في الوقت الحالي، لابد أن نتعامل مع هذا الموقف |
| Çocuklarının nerede olduğunu öğrenmemiz için Bu durumun çözülmesinde bana yardım edeceğini sanıyorum. | Open Subtitles | و أقترح أن تساعدينى فى هذا الموقف و سوف نعثر على أطفالك |
| Bu durumun legal olmasını istiyorsun biliyorum Lloyd ama öylece varsayamayız. | Open Subtitles | أعرف أنه فعلاَ يريد أن يشرع هذا الموقف لكن لا يمكنه افتراض هكذا |
| Bu durumun içinden yumruklaşarak mı çıkmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً تريد الخروج من هذا الموقف جبراً ؟ |
| Çünkü Bu durumun ne kadar berbat olduğunu kabul eden tek kişi benim. | Open Subtitles | لأنني الشخص الوحيد المستعد للإعتراف بمدى فساد هذا الموقف |
| Bu durumun içinden yumruklaşarak mı çıkmak istiyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً تريد الخروج من هذا الموقف بالعنوة؟ |
| Bu durumun tamamında beni çok daha fazla iyi hissettiriyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي أنت تجعلني أشعر بكثير من الأريحيه في هذا الوضع |
| Tamam, ama gerçek şu ki tüm Bu durumun ne kadar yanlış olduğunu bile göremiyorsun. | Open Subtitles | حسنا , الحقيقة أنك لا ترين كيف أن كل هذا الوضع خاطئ |
| Bu durumun ciddiyetini anlamıyorsunuz bence. | Open Subtitles | انا لا اعتقد حقاً انكما تفهمان خطورة هذا الوضع |
| Ama senin de Bu durumun zorluğunu kabul etmen gerekir. | Open Subtitles | لكن عليكِ أن تعترفي أن الحركية في هذا الوضع... خطرة. |
| Ben de en az senin kadar Bu durumun bitmesini istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون في هذا الوضع أكثر منك |
| Her seferinde Bu durumun tamamen kontrol altında olduğuna dair üstlerimize söz verdim. | Open Subtitles | وعدتُ كبار الضباط سنكون في سيطرة كاملة لهذا الوضع في جميع الأوقات. |