| Ah tanrım, Michael, Bu elbiseyle, Bowie'den çok daha tatlısın! | Open Subtitles | يا الهي , مايكل , في هذا . الفستان انت اجمل من بووي |
| Bu elbiseyle uyumlu şu pantolonu giyebilirsin. | Open Subtitles | تستطيعين بسهولة ارتداء هذا الفستان فوق بنطال |
| Demek istediğim, Bu elbiseyle bedenim çekici görünmüyor. | Open Subtitles | اعني ان هذا الفستان لا يظهر مفاتن جسدي |
| Bu elbiseyle asla dışarı çıkamam, korkuyorum. | Open Subtitles | أنا لن أخرج بهذا الفستان أبداً، أنا خائفة. |
| Eğer oraya Bu elbiseyle gidersem, sonusuza dek | Open Subtitles | لو ظهرت بهذا الفستان سأعرف للأبد بالفتاة |
| Üzerinizdeki Bu elbiseyle on adamdan dokuzu bu işten sıyrılmanıza izin verecektir eminim. | Open Subtitles | أتعلمين، أراهن بهذا الفستان أن 9 من أصل من 10 رجال سوف يدعوكِ أن تفلتِ بأيّ شيء. |
| Bu elbiseyle kendimi soytari gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنني قبيحة في هذا الثوب |
| - Bu elbiseyle çok güzel olmuşsun. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | تبدين جميلة في هذا الثوب - شكراً - |
| Sidik Bu elbiseyle pek iyi gitmez. | Open Subtitles | لا يتناسب البول مع هذا الفستان |
| Seni Bu elbiseyle görmek istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد رؤيتكِ في هذا الفستان. |
| Kalçaların Bu elbiseyle harika görünüyor. | Open Subtitles | ان مؤخرتك تبدو مذهله في هذا الفستان |
| Bu elbiseyle evlenemem. | Open Subtitles | لا يمكننى ان اتزوج فى هذا الفستان |
| Bu elbiseyle şişman gözükmüyorsun. | Open Subtitles | في هذا الفستان لا تبدين سمينة |
| Hayatta olmaz. Bu elbiseyle burada tek başıma durmam. | Open Subtitles | مستحيل, لن أقف هنا لوحدي بهذا الفستان |
| Bu elbiseyle pisuarı kullanmak gerçekten zor olmalı. | Open Subtitles | لابد بأن يكون كالجحيم بالتسكع بهذا الفستان الجميل -في مبولة . |
| Bu elbiseyle evlenenmem | Open Subtitles | لا يمكنني الزواج بهذا الفستان . |
| Bu elbiseyle gidemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب في هذا الثوب |
| Bu elbiseyle harika görünüyorsun, Sonia. | Open Subtitles | تبدو رائعة في هذا الثوب (سونيا) |