| Görüyorsun, Stanley, Bu eldivenleri okul tatilleri sırasında ata binerken giyerdim. | Open Subtitles | انظر يا ستانلى كنت ارتدى هذه القفازات عندما اقود اثناء عطلاتى من المدرسة |
| Belki Bu eldivenleri atsan daha iyi olur. | Open Subtitles | ربما يكون من الأفضل التخلص من هذه القفازات |
| Bu eldivenleri kullanmanızı öneririm. Tedavi altındaki cüzzamın bulaşıcı olmadığı bir gerçek, ama rahibeler bu konuda çok titiz. | Open Subtitles | أقترح بأنّ ترتدى هذه القفازات أنا أعلم أن مرض الجذام تحت العلاج ليس معدي |
| Affedersin. Bu eldivenleri nereden aldın? | Open Subtitles | عذراً أين أحضرت هذه القفازات ؟ |
| Tamam, sıra ağır eşyalara geldi, Bu eldivenleri taksan iyi olur. | Open Subtitles | حسناً، حان وقت نقل أشياء أثقل لذا يجب عليك وضع تلك القفازات |
| Bu eldivenleri mutfakta masada buldum. | Open Subtitles | وجدت هذه القفازات على الطاولة في المطبخ |
| Dr. Elliott Bu eldivenleri sadece kimliğimi korumak için giydiriyor. | Open Subtitles | (إليـوت) هو الوحيد الذي جعلني أرتدي هذه القفازات لحماية غطائي |
| - Bu eldivenleri giyin, lütfen. | Open Subtitles | ايمكنك استخدام هذه القفازات من فضلك |
| Bu eldivenleri hak etmelisin. | Open Subtitles | يجب عليكى ان تستحقى ارتداء هذه القفازات |
| Bu eldivenleri onun için örüyordum. | Open Subtitles | كنتُ أصنع له هذه القفازات |
| Bu eldivenleri bana sen verdin! | Open Subtitles | فأنت من أعطاني هذه القفازات! |