| Bu gösteri, izleyenleri ve zavallı ucubenin kendisini de aşağılıyor. | Open Subtitles | هذا العرض يحقر من كل من يشاهده، وكذلك المخلوق المسكين نفسه | 
| Bu gösteri önemli bir mesajı bünyesinde saklıyor. | Open Subtitles | أتعلم, فيز, هذا العرض يحتوي على رسالة مهمة | 
| Noel ruhunu yaymak için... Bu gösteri senin şansın, ve bu bulaşıcıdır, aynı AİDS* gibi. | Open Subtitles | ـ لا يمكنك الذهاب للمنزل يا رجل هذا العرض هو فرصتك | 
| Bu iki güzel matmazel sizin için dans ettiğinde bu gece Bu gösteri dışında şurada itibaren... başka hiç bir şey yaşanmayacak. | Open Subtitles | حين ترقص هاتان الآنستان لكم بالداخل هذا العرض هذا المساء ..من | 
| Bu gösteri tavan yapacak. - Hangi cehenneme koyacağız bunu? | Open Subtitles | أنت متعلمة سريعة هذا العرض سوف يصعد للسماء | 
| Bu gösteri uyuşturucu farkındalığı ile ilgili sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت بأن هذا العرض هو للتحذير من المخدرات | 
| - Yani, ismi alıncaya kadar... Bu gösteri bitecek, çocuklar. | Open Subtitles | لذلك, هذا العرض سينتهي إلا إذا حصلت على اسم,ياشباب | 
| Bu gösteri sıcak olacak. Resmen. Anlatacak çok şey var. | Open Subtitles | هذا العرض سيكون حار , حرفياً لدى الكثير من الاشياء للتكلم عنها يا رجل | 
| Sizlerin de bildiği gibi Bu gösteri son birkaç günde büyük bir zorluk ve trajedi atlattı. | Open Subtitles | كما تعلمون .. هذا العرض واجه قدراً كبيرا من المشقة والمأساة | 
| Su öyle az ki Bu gösteri uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | الماء نادر جداً لدرجة أن هذا العرض لن يستمر طويلاً، | 
| Bu tatlı ama en başlayalım Yolda Bu gösteri . | Open Subtitles | هذا جميل، لكن لننقل هذا العرض إلى الخارج | 
| Bu gösteri hala var. | Open Subtitles | إذا كانت تتصرف بغرابه. هذا العرض لا يزال الافضل. | 
| Ebeveynler dikkat; Bu gösteri küçük çocuklar için rahatsız edici olabilir. | Open Subtitles | ليدركوا الأباء، أن هذا العرض سيكون مزعجاً على الأطفال الصغار. | 
| Bu gösteri tıpkı eski güzel günlerde olduğu gibi onları bir araya getirecek. | Open Subtitles | ولكن هذا العرض سيحدث الفارق وسيرجعنا إلى أيامنا الجيدة | 
| - Hepimiz kaybettik. - Evet. Mesela ben babama Bu gösteri hakkında konuşma fırsatımı kaybettim. | Open Subtitles | جميعنا خسرنا شيئاً، لا أظن بأن لدي فرصة لاتحدث مع أبي ثانية بعد هذا العرض | 
| Bu gösteri ne olursa olsun durdurulmalı. | Open Subtitles | هذا العرض يجب أن ينتهي مهما كلف الأمر | 
| Orada bahsettikleri Bu gösteri değilmiş. | Open Subtitles | لم يكونوا يتحدثوا عن هذا العرض | 
| Bu gösteri bizim son şansımız, Ryan. | Open Subtitles | حسناً ، هذا العرض هو آخر فرصة لنا "رايان" | 
| Bu gösteri onu yıldız yapacak. İzleyin. | Open Subtitles | هذا العرض سيجعلها نجمة فقط أنظروا | 
| Aslında tek kadının olduğunu bir Bu gösteri. | Open Subtitles | في الواقع إنّها دور لمرأة واحدة. |