| bu geziyi öneren birisine rağmen, burada çok mutsuz görünüyorsun. | Open Subtitles | أتدري.. باعتبار كونك من اقترح هذه الرحلة, فأنك لاتبدو سعيدا كثيرا لكونك هنا. |
| İki ay sonra, ...sen ve arkadaşların bu geziyi bitirip, ajandandan çıkardığında bekliyor olacağım. | Open Subtitles | وبعد شهرين، عندما تزيل ورفيقاك.. هذه الرحلة البريّة من بالكم.. سأكون بانتظارك |
| Ben bu geziyi, daha çok seni tanıma fırsatı elde etmek için istemiştim. | Open Subtitles | في الغالب أرى أن هذه الرحلة كفرصة للتعرف عليك بشكل أفضل. أنا؟ |
| bu geziyi bana bakis seklin yuzunden yaptik. | Open Subtitles | تلك الرحلة كانت منوطة بنظرتك إليّ. |
| bu geziyi çocuklarım için kaydediyorum. İşte bakın bunlar. Jacob ve Scotty. | Open Subtitles | انا اقوم بتوثيق هذه الرحله انظري هنا، ما رأيك ؟ |
| Okula geri dönmemiz gerekecek biliyorum ama bu geziyi hep hatırlayacağım. | Open Subtitles | وأناأعلمأننايجب أننعود إلىالمدرسة ، ولكن أنا دائما تذكر هذه الرحلة |
| bu geziyi önerdiğinde biraz şaşırmıştım doğrusu. | Open Subtitles | لقد كنتُ متفاجئ نوعاً ما أنّك اقترحت هذه الرحلة |
| Okula geri dönmemiz gerekecek biliyorum ama bu geziyi hep hatırlayacağım. | Open Subtitles | أعرف بأن علينا العودة للمدرسة لكنني سأتذكر هذه الرحلة للأبد |
| Tek yapmamız gereken bu geziyi atlatmasını sağlamak. | Open Subtitles | كلّ ما علينا فعله هو جعله ينهي هذه الرحلة. |
| Durnsville Elkliler Kulübü, bu geziyi karşılıyor harcadığımız parayı da. | Open Subtitles | نادي غزلان بنسلفانيا يدفع تكاليف هذه الرحلة كاملةً بالإضافة إلى إعطانا المال |
| bu geziyi planlamamın tek sebebi gizli sahili bulmaktı, Conna. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي دفعني لأن آتي إلى هذه الرحلة هو العثور على الشاطئ السري |
| Disiplinin olmadığından bu geziyi uygun bulur muyum pek emin değilim. | Open Subtitles | لا اعتقد أني استطيع أن أوافق على هذه الرحلة |
| Yani, bu geziyi birazcık olsun bile ilginç bulman... | Open Subtitles | أنا أعني، حقيقة أنك تجد هذه ...الرحلة مهمة و لو من بعيد |
| Ama eminim değiştirebileceğin bazı kelebekler vardır. - Niye bu geziyi anlamlı kılmayasın? - Hayır. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أن هناك بعض "الفراشات" التي يمكنك تغييرها ، أعني لمَ لا تجعل هذه الرحلة تعني شيئاً؟ |
| Stan bu geziyi evliliğimizi kurtarabilir miyiz diye bakmak için ayarlamıştı. | Open Subtitles | (ستان) حجز هذه الرحلة كي يرى أنّ كان يسعنا إنقاذ زواجنا |
| Teo Braga'nın burada olduğunu bilseler bu geziyi tamamen iptal ederlerdi. | Open Subtitles | اذا كانوا على علم بأن "تيو" كان هنا ربما كانوا سيلغوا هذه الرحلة معاً |
| bu geziyi kabul etmemin tek sebebi o etrafta yokken... | Open Subtitles | -اللعنة . أظن أن السبب الوحيد الذي جعلني أوافق على هذه الرحلة هو كي أستطيع التطفل |
| bu geziyi bana bakış şeklin yüzünden yaptık. | Open Subtitles | تلك الرحلة كانت منوطة بنظرتك إليّ. |
| bu geziyi hak etti. | Open Subtitles | إنها تستحق تلك الرحلة. |
| bu geziyi ne hatırlanabilir yapar biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمون ما الذي سيجعل هذه الرحله لا تُنسى ؟ |
| bu geziyi bana bir şeyler yapmak için kullanıyorsan, sakın öyle kara bir kalbe sahip olma... | Open Subtitles | ان كنت تستخدم هذه الرحله لكى تعبث معى ان كنت تملك هذا القلب الاسود؟ |